sosyoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sosyoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Destursuz Bağa Girenler, Orhan Şaik Gökyay

Orhan Şaik Gökyay’ın, yayımları uzun yıllara dağılmış olan yazılarını “Destursuz Bağa Girenler” adlı eserinde toplamış, bundaki maksadının da bir bölüğü pek aşırı olan yanlışlarını sergilemek değil, yüzyıllara serpilmiş olan ve türlü açılardan değer taşıyan kültür ürünlerimizin, gelişi güzel, çoğu kez çetin olan bir emeği göze almadan bugünün diline çevrilemeyeceğini ve okuyuculardan bu alanda çalışacakların dikkatini çekmek olduğunu vurgulamıştır.
        Yazarın kaleme aldığı eleştiri yazılarında gerek dönemin yazarlarını gerekse de eserlerini eleştirirken son derece ince bir üslup kullanmış ve tenkit sanatının tam olarak hakkını vermiştir diyebiliriz. Sayısı elliye yakın  olan bu yazılarının derlendiği kitapta, daha ön plana çıkan bazı yazılarını incelemeye çalışacağız.
        Orhan Şaik Gökyay, Hüseyin Namık Orkun’a ait “Oğuzlara Dair” eserini eleştirirken hakkında daha önce birçok eserin yazılmış olmasına rağmen bu kadar büyük bilgi birikiminin yeterince kullanılmadığını, alıntı yapılan kaynakların ise eserde belirtilmediğini, kelimelerin kökenini araştırırken bu konuda yazılmış kitaplarda bulunmasına rağmen yer verilmediğini, kitapta tek yeni olan şeyin ise Oğuz boylarının adını taşıyan yerlerin, Dahiliye Vekaleti’nin neşrettiği Köylerimiz isimli esere dayanarak tespit edilmesinden ibaret olduğunu belirtmektedir.

Altı Şapkalı Düşünme Tekniği, Edward De Bono

Düşünme yeteneklerinden tam olarak tatmin olanlar, düşünmenin tek amacının kendi haklılıklarını kanıtlamak olduğu yanılgısına kapılan insanlardır. Düşünme yeteneği açısından kendilerinin eksiksiz olduğunu düşünen insanlar, düşünmenin yapabilecekleri konusunda sadece sınırlı görüşe sahip kimselerdir. Oysa düşünmenin temel zorluğu karışıklıktır. Bu kitapta yazarın önerdiği sistem çok basittir ve düşünen kişinin her seferinde bir tek şeyi yapmasını sağlar. Böylece kişi duygularını

Türkçülüğün Esasları, Ziya Gökalp

Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları: Yazar eserinin birinci bölümün de tükçülüğün esaslarını; Türklük kavramını ,millet unsuru gibi temel hususları anlatmış ikinci bölümünde ise Türkçülüğün proğramı anlatılmıştır.
Türkçülüğün yurdumuzda ortaya çıkmasından önce Avrupa'da Türklükle ilgili iki hareket oluştu. Bulardan birincisi Fransızca, Turquerte denilen. Türk hayranlığı'dır. Türkiye'de yapılan ipekli ve yün dokumalar, halılar, kilimler, çiniler, demirci ve marangoz işleri, ciltçilerin, tezhipçilerin yaptıkları ciltler ve tezhipler, mangallar, şamdanla, vb. Gibi Türk sanat eserleri çoktan Avrupa'daki sanat severlerin dikkatini çekmişti. Bunlar, Türklerin eseri olan bu güzel şeyleri binlerce lira vererek toplarlar ve evlerinde bir Türk salonu veya Türk odası oluştururlardı. Bazıları da bunları başka milletlere ait güzel şeylerle birlikte, bibloları arasında sergilerdi.Avrupa ressamların Türk hayatıyla ilgili yaptıkları tablolar ile, şairlerin ve filozofların Türk ahlakını nitelemek amacıyla yazdıkları kitaplar da Turquerie'nin içine girerdi. Lamartine'in, Auguste Comte'un Pierre Laffite'in, Ali Paşa'nın özel sekreterleri olan Mismer'in, Pierre Loti'nin,

100 Büyük Roman Özet, Abraham H. Lass

Abraham H. Lass'ın 100 Büyük Roman Özeti, 4 Cilt olup Ötüken  Yayınevi tarafından 2007'de basılmıştır.
Batı edebiyatını iyi öğrenmenin başlıca yolunun bu edebiyatı oluşturan eserlerin tanıtılması, eleştirilmesi  ve yazarları hakkında bilgi verilmesi olduğu düşüncesiyle Türkçe’ye kazandırılan Abraham H. Lass’ ın bu eseri dört ciltten oluşmaktadır.Amerikalı yazar bu kitap ile iki tür okuyucuya hitap etmek amacında olduğunu belirtmekte , birinci grubu yani  bu kitapta bahsedilen romanların sadece birkaç tanesini okuma fırsatı bulanları   diğerlerini de okumaya sevk etmek ,ikicinci gruba yani bu eserlerden çoğunu okuyanlara da  okumuş oldukları bu eserlerin gerçekten de nefis eserler olduğunu bir kere daha hatırlatmak olduğunu vurgulamaktadır.Yazar romanları incelerken dört ana bölümden oluşan belli bir sistem dahilinde her romanı şu şekilde ele almaktadır.

Charles Darwin’in Biyografisi, Francis Darwin

Charles Darwin’in Biyografisi, Francis Darwin, Ebookmall, 2001-ABD  
Charles Darwin’in hayat hikayesi.
    Darwin, 12 Şubat 1809'da İngiltere'nin Shrewsbury kasabasında, Robert ve Susannah Darwin'in beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Robert Darwin ünlü doktordu.ı. Darwin Temmuz 1817'de, henüz sekiz yaşındayken, annesini kaybetti. Eylül 1818'de ise Shrewsbury Okulu'nda yatılı öğrenci olarak eğitime başladı. Okul döneminde Garnett ismindeki bir arkadaşını hiç unutamamıştır. Arkadaşı bir gün kasabada ona pasta ısmarlar ve hiçbir ödeme yapmadan oradan ayrılırlar. Darwin neden böyle bir şey yaptığını sorduğunda, ona cevap olarak ‘Dedem çok zengin bir insandı. Kim ki kendisine ait olan şu şapkayı onun gibi giyer ve onun yürüdüğü gibi yürürse hiçbir dükkan ondan tek kuruş talep etmeyecektir. Çünkü o toplu olarak ödeme yapmıştır’ der. Darwin’e denemek isteyip istemediğini sorar ve şapkayı ona verir. Darwin onun dedesi gibi yürüyerek aynı pastaneye girer bir kek aldıktan sonra ücreti ödemeden oradan ayrılmak istediğinde dükkan sahibi onu kovalamaya başlar. Darwin’de arkadaşının nasıl güvenilmez birisi olduğunu daha iyi anlamış olur.

Türkiye’nin Etnik Yapısı, Ali Tayyar Önder

Türkiye’nin Etnik Yapısı, Ali Tayyar Önder, Fark Yayınları, İstanbul, 2006
Türkiye’deki etnik nüfusun bilimsel analizi
           Bilimsel araştırma türünde olan eser, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak görev yapan yazarın arşiv ve kaynakların titiz bir şekilde elden geçirilmesiyle meydana gelmiş ilmi değeri yüksek bir eserdir. Yazar Türkiye’nin stratejik konumu dolayısıyla ülkemizin ekonomik ve teknik ilerlemesinin önüne geçmek maksadıyla Batı’nın kendisi için sorun olarak gördüğü fakat ülkemiz için zenginlik olarak empoze etmeye çalıştığı etnik farklılıkları kanıtlarıyla yok etmektedir.
            Kitapta Türkiye’deki etnik farklılıkların tarihsel kökenine inilmekte ve hemen hemen hepsinin aynı coğrafyadan ve kökenden geldikleri bilimsel olarak kanıtlanmaktadır. Yukarıda bahsi geçen küresel güçTürkiye’de var olan barış ortamını bozmak maksadıyla Kürt, Laz, Çerkes, Gürcü, Nusayri diye halkı tabakalara bölmeye çalışmaktadır.
            Yazar, ülke gündemine suni olarak getirilen Türkiyelilik tanımının

Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları, Sadri Maksudi Arsal

Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları, Sadri Maksudi Arsal, Ötüken Yayınevi, 1975, İstanbul
Milliyetçiliğin milletlerin hayatında oynadığı rol
       Kitap, yazarın milliyetçiliğin  esaslarıyla ilgili  meseleler hakkındaki araştırmalar neticesinde elde ettiği fikir ve kanaatlerden oluşmaktadır. Milliyet meselesini hukuk tarihi ve sosyoloji alanlarında  kabul edilmiş, müsbet ilmi esaslardan ayrılmayarak, tamamen objektif bir şekilde incelenmiştir.
      Ord.Prof. Sadri Maksudi Arsal, Milliyetçiliğin milletlerin hayatında oynadığı rolün ehemmiyetine rağmen, ne dilimizde ne de Avrupa dillerinde, milliyet esasını sosyolojik bakımdan inceleyen objektif bir eserin olmaması ve mevcut eserlerin de milliyetçilik esasını saldırıcılığı temsil eden  eserler, yada milliyet duygusunun milletlerin tarihindeki rol ve ehemmiyetini inkar eden kozmopolitlik propaganda aracı olarak kullanılması nedeniyle milliyetçiliği sosyolojik açıdan ele alarak incelemiş ve değerlendirmeleri sonucunda zamanımızda milliyetçiliğin ne şekilde olması gerektiğini ortaya koymuştur.
     Yazara göre bugünkü milliyetçilik;

Türk Sufiliğine Bakışlar, Ahmet Yaşar Ocak

Türk Sufiliğine Bakışlar, Ahmet Yaşar Ocak, 2007, İstanbul
Türk Sufilik tarihinin önemli birtakım kişileri ve konuları etrafında değişik zamanlarda kaleme alınmış yazılardan oluşmaktadır.
          Anadolu topraklarında 12’nci yüzyıl başlarından itibaren yeni bir sentez halinde oluşmaya başlayan Müslüman Türk kültürünün ana besleyici kaynakları, esas itibariyle Orta Asya ve Orta Doğu kökenlidir ve geniş çapta sufiliğin etkisini taşır. Heterodoks Halk İslam’ının farklı kültürleri bağdaştırıcı özelliğini, tasavvufi-mistik karakterinin baskınlığını sergileyen yazar, Türk İslam’ının dört önemli kişiliğini özellikle ele alıyor; Ahmed-i Yesevi, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli. 
           Yaşadığı çağı aşarak günümüz insanına kadar ulaşabilen,

Liderlik ve Yönetim, Isabel Werner

Liderlik ve Yönetim (Orj. Leadership Skills for Executives), Isabel Werner, Rota Yayın, 1993, İstanbul
Yönetsel liderlik modeli bağlamında yönetici liderlere tavsiyeler.        
  Eser, on dört bölümden oluşmaktadır.
(1)     Yönetimde Liderlik: Karlılık Temeli:
            Yönetim, idare ve liderlik kavramları aynı sanılır, ancak bunlar arasında farklar vardır. Yöneticinin görevi, yapılması gerekeni saptadıktan sonra, seçtiği metot ne olursa olsun işin yapılmasını sağlamaktır. İdarecilerin yaptıkları iş yöneticilerinkinin bir üst seviyesi sayılabilir; bir diğer deyişle, idareciler organizasyona kuş bakışı bakması gereken üst seviye yöneticilerdir. Liderlik ise astlar üzerinde güç sahibi olma değil, onları etkileme sorunsalıdır. Bu bağlamda, başkalarına yöneticilik ve idarecilik yapma üstten sağlanan bir yetki ve hak olarak nitelendirilebilir iken, liderlik kişiye çevresi tarafından verilen bir armağandır. Kesin ve kapsayıcı tanımını yapmak zor olmakla birlikte, liderlik örgütsel hedeflere ulaşmak için insanların gönüllü olarak çabalamalarını teşvik eden bir etkileme süreci olarak tarif edilebilir. Kısaca, yöneticiler insanları yönetirken lider onları yönlendirendir. Bu tanıma göre, dört değişken liderlik sürecinde ön plana çıkar: yöneticinin kişiliği, grubun kişiliği, liderliğin uygulandığı durum ve örgütsel faktörler.
    (2)     Elli Yedi Çeşit Lider:
           

Simgeden Millete, Selim Deringil

Simgeden Millete, Selim Deringil,İletişim Yayınları, 2007,İstanbul
Osmanlı Devletinin 19. yy.ın son çeyreğinde simgesel bilinç oluşturmak suretiyle ayakta kalma çabaları, Mustafa Kemal ve milliyetçiliğin kökleri.
   Selim Deringil kitapta bir araya getirilen uzun yılların emeğini yansıtan makalelerinde, 19. yüzyıl imparatorluk tarihinin simgesel üretim ve yeniden-üretim alanlarını ele alıyor. Din, millet, devlet tanımlarını ve bunların siyasal alandaki kullanımlarını, II. Abdülhamit döneminden Mustafa Kemal’e uzanan süreçte, “devlet aklı” ve pratiklerine bakarak inceliyor.   Kitap dokuz makaleden oluşmaktadır. Bölümler arasında farklılıklar olmakla birlikte bazı bölümlerde tekrarların olduğu görülmektedir.
(1) Geleceğin İcadı Ve Muhayyel Cemaat Fikrinin Kısa Tanımı.
Her dönemde geleneğin ilk defa icat edildiği ve nedenlerinin dayandığı temeller toplumdaki algıyı etkileme amacı ile zaman içinde benimsenmesiyle oluşmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Basra’dan Avrupa başkentlerine kadar geniş bir coğrafyada kendisine tehdit algılaması ve tebaasını belirli bir simge etrafında birlik ve beraberlik etrafında toplama gayretlerinin olduğu, bu tür argümanların özellikle 19. yy. “Türklük sembolü “ haline gelen ve Cumhuriyet Türkiye’sinde Osmanlılığı simgelediği için yasaklanan serpuş, geçmişi ancak 19. yy.ın ilk çeyreğine uzanan bir “gelenek” olduğu görülmektedir.
Özellikle II. Abdülhamit döneminde devletin “meşruiyet zemini”nin yeni bir temele oturtulması gerektiğinin altı çiziliyordu. Bunun gerçekleşebilmesi için hilafet geleneğinin icadı ve Osmanlı sultanının bütün Müslümanların halifesi olduğunun benimsenmesi ve bir taraftan da propaganda yoluyla muhayyel cemaati genişletme gayretinin varlığıdır. Pan-İslamizm, Osmanlı hilafetine dış dünyada nüfuz temin eden her türlü politikadan oluşan uygulamaların tümünü kapsaması ve savunmaya yönelik meşru varlığını tehlikede gören bir devlet politikasının adıdır. Pan-İslamizm çerçevesinde uygulama alanında, Singapur, Cava

Biz Kimiz? Samuel Huntington


Biz Kimiz?, Samuel Huntington, Global Yayın Ajansı, İstanbul 2004
Amerikan ulusal kimliğine yönelik çeşitli toplumsal ve kültürel tehditlerin değerlendirilmesi.
(1) Giriş
     Yazar Samuel Huntington’ın, çocuklarının ve karısının “Amerikalı Geleceklerine” ithaf ettiği kitap, “Amerika’nın Ulusal Kimlik Arayışı” alt başlığını taşıyor. Kimlik Sorunları, Amerikan Kimliği, Amerikan Kimliğinin Karşı Karşıya Kaldığı Meydan Okumalar, Amerikan Kimliğini Canlandırmak adlı dört ana bölümden oluşan kitapta, Amerikan kimliğinin bileşenleri sorgulanıyor. Kitap, her ana bölüm altında, ulusal kimlik krizinden Amerikan kimliğinin bileşenlerine, din ve Hıristiyanlıktan alt kimliklerin yükselişine, asimilasyon ve yurttaşlık erozyonundan Meksikalı göçüne, 'Amerika'yı dünyayla kaynaştırmak' meselesinden (buna, Amerikan yurttaşlığının, toplumla bütünleşilmesini, tüm kimliklerin tek bir yurttaşlık bilinci lehine bir kapta birleştirilmesini ifade eden 'bir potada eritme' ilkesinin uluslararası versiyonu da denilebilir) Amerikan kimliğinin oluşum sürecindeki eski ve yeni hatlarına pek çok alt bölümden oluşuyor.
Kitapta esas olarak Amerikan ulusal kimliğinin önem ve içeriğinde ortaya çıkan değişimler ele alınıyor. Huntington, “önem” sözcüğünü, Amerikalıların ulusal kimliklerini, taşıdıkları diğer başka kimliklere göre ne kadar önemsediklerini ifade etmek, “içerik” sözcüğünü ise kendilerini diğer halklardan ayıran ortak değerler olarak benimsedikleri öğelere işaret etmek anlamında kullanıyor.
(2) Anglo-Protestan Kültürü ve Amerika
Kitabın en önemli savlarından biri, Anglo-Protestan kültürün

Ağa, Şeyh, Devlet, Martin van Bruinessen

Ağa, Şeyh, Devlet, Martin van Bruinessen, İletişim Yayıncılık, Çev: Sabiha Banu Yalkut, İstanbul, 2004
Yüzyıllardır sosyal hareketliliğin hiç bitmediği; çatışmaların, uzlaşmaların ve isyanların sürekli yaşandığı bir coğrafyada iyice karmaşık hale gelen sosyal ilişkiler yumağının haritasını çıkarmaya çalışan Bruinessen, kitabında esas olarak -devletle ilişkileri çerçevesinde- ağalık ve şeyhlik kurumunun siyasi iktidarla çatışan/çakışan "menfaatlerini" ele alırken, diğer yandan da bu iki muktedir güç arasında sıkışan topraklı/topraksız Kürtlerin toplumsal konumlarına dair yaptığı nitelikli gözlemlerini aktarıyor.

                        Giriş:
                        1961’de Irak’taki Kürt savaşına halkın katılımı giderek artmıştı.1960’ların sonunda çoğunluğu köylü olan birkaç bin Kürt birbirinin ardına iktidara gelen Irak hükümetlerine karşı gerilla savaşlarına katılmışlardı.1974–75 arası bunların sayısı 50.000’geçiyordu.Kürt hareketi özellikle de 1966’dan itibaren tutucu neredeyse gerici bir görünüme büründü. Kürt hareketinin liderleri bölgeye daha da fazla emperyalist müdahalenin olmasından yanaymışlar gibi bir kanı uyandırıyorlardı. Molla Mustafa Barzani A.B.D.’ne övgüler yağdırıyor, Kürdistan’ın ABD’ye elli birinci eyalet olarak katılmasını arzuladığını ve desteği karşılığında ABD’ye Kürdistan’daki petrolün kontrolünü vermek istediğini söylüyordu.
            Haziran 1975’ten Ağustos 1976’ya kadar Türkiye, Suriye ve Irak Kürdistan’ın çeşitli bölgelerini ziyaret eden yazar çoğu yerde konusunu ilgilendiren şeyleri doğrudan gözlemleyemez. Antropolojik alan araştırmalarının genelinde olduğu üzere malzemenin çoğunluğunu da mülakatlar oluşturmaktadır ve bunların birçoğu geçmişteki olay ve durumlarla ilgilidir. Bu nedenle yazar araştırmasını yoğun bir yazılı kaynak okuması ile takviye eder.
            Çalışmanın konusunu Alavi’nin (1973) primordial (birincil, asli) bağlılıklar adını verdiği ilişkileri irdeler. Kürdistan’da birincil ilişkiler (kişinin doğduğu ortamda mevcut olan ilişkiler) politikada önemli bir rol oynamaktadır. Kürdistan’daki birincil ilişkilerin başında aileye, aşirete ve aşiret reisine ya da ağaya bağlılık gelir. Ancak dini önderlere, özellikle şeyhlere ve din kardeşliklerinin (derviş tarikatları) başında olan tanınmış sufilere bağlılık da eşit derecede güçlüdür.
            Yazarın yararlandığı yazılı kaynakların başında Şerif Han Bitlisi’nin eseri olan “Şeref name” ve Evliya Çelebi’nin “Seyahatname’si” gelir. Osmanlı tarihine ilişkin ikinci derece kaynaklar arasında Hammer’in “Osmanlı İmparatorluğu’nun Tarihi” adlı eserinden istifade etmiştir. Minorsky’nin “İslam Ansiklopedisi’ndeki” ‘Kürtler’makalesi

A Search For Civilization (Uygarlık İçin Arayış), John U. Nef

A Search For Civilization (Uygarlık İçin Arayış), John U. Nef, Henry Regnery Company, 1962, ABD
Daha İyi Bir Dünya Kurmak İçin Gerekli Olan Toplum ve Uygarlığın Nasıl Tesis Edilebileceği Üzerine

“A Search For Civilization (Uygarlık İçin Arayış)” adlı bu kitap daha iyi bir dünya kurmak, yüksek bir uygarlık tesis etmek için gerekli olan uygar bir toplumun nasıl oluşturulması gerektiğini inceleyen bir kitaptır.
Kitap; içindekiler, önsöz ve dört bölümden müteşekkildir.
Artık günümüzde, kadın erkek tüm insanların birbirlerine bağımlı hale gelmesi, eğitim ve mesleklerinin gittikçe daha özellikli konu ve ilgi alanlarına münhasır olması, çağımızın büyük talihsizliklerinden birisidir. Özellikle, insanoğlunun yaşamının devam etmesinin daha önce hiç olmadığı kadar geriye dönüşü olmayan kararları alan insanların elinde olduğu bir dönemde, evrensel düşünce giderek unutulmaktadır.
 Yazara göre eski dünya artık sahneden çekilmektedir ve yine yazarın ifadesiyle “A Search for Civilization (Uygarlık İçin Arayış)” daha iyi ve yeni bir dünya bulmamıza yardım edebilir umuduyla yayınlanmıştır.
İçinde bulunduğumuz ve hayatımızı her yönüyle yaşadığımız maddi dünyamız, tarihte insanoğlunun şimdiye kadar karşılaştığı dünyadan tamamen farklıdır. Günümüzde bir teknoloji tarihi öğrencisi, 1780’lerden beri iki defa endüstri devrimi gerçekleştiğini

Buhranlarımız, Said Halim Paşa

Buhranlarımız, Said Halim Paşa, Tercüman 1001 Temel Eser- Kervan Kitapçılık,1978, İstanbul
 
İkinci Meşrutiyet dönemi fikir ve devlet adamlarından Said Halim Paşa’nın Osmanlı toplumunun son yüzyılına dair sosyolojik  değerlendirmeleri...
Said Halim Paşa, ikinci Meşrutiyet devrinin önemli fikir ve devlet adamlarındandır. Eski Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunudur. 1913-1916 yıllarında, Balkan Harbinin sonu ile Birinci Dünya Harbinin ilk senelerinde sadrazam olarak hükümetin başında bulunmuştur.
Meşrutiyet dönemi aydınlarını meşgul eden ve eserlerine yansıyan temel fikri akımlar; İslamcılık, Türkçülük, Osmanlıcılık, ve Batıcılık’tır. Bu fikri uyanış devresinde Said Halim Paşa, “İslam birliği” ve “İslamcılık” akımının en öndeki temsilcilerinden birisi olmuştur. Meseleleri bu açıdan ele almıştır. Döneminin seçkin fikir ve siyaset adamları arasında, asil ve vakur bir Prens, vatansever bir İslamcı mütefekkir, mütevazi ve halim bir insan olarak saygı görmüştür.
Said Halim Paşa’nın Buhranlarımız adlı kitabı, 1919 yılında yayınlanmıştır. Bu cildin içerisinde on yılda ayrı ayrı kaleme alıp yayınladığı, memleket meseleleri üzerine  İslamcı bir bakış açısıyla yapılmış denemelerden oluşan yedi farklı eseri vardır. Bunlar:
·           Meşrutiyet
·           Mukallitliklerimiz

Türkiye’ye Yönelik Psikolojik Operasyonlar, Özcan YENİÇERİ

Türkiye’ye Yönelik Psikolojik Operasyonlar,  Özcan Yeniçeri, Fark Yayınları, 2008, Ankara

Türkiye’ye yönelik terör, kriz, demokrasi, farklılıklar, insan hakları, ikinci cumhuriyet ve ‘’soykırım’’ temelinde yürütülen psikolojik operasyonlar ile ardında yatan gerçeklerin ortaya çıkarılması.

    (1) Küresel gelişmeler, yerleşik yapı ve kültürleri tehdit etmektedir. Gelişmelerdeki hız, bilgideki yoğunluk ve değişmedeki baskı, yaşamın her alanını etkilemektedir. Küresel güçler, talepleri yönetme haklarını ve insanlar üzerindeki ayrıcalıklarını kabul ettirebilmek için, tarihsel toplulukları geriletmek gibi bir stratejiyi devreye sokmuşlardır. Bu amaçla yaratılan kültürel şoklar sayesinde, geleneksel kavram, değer ve kültürler geçersiz kılınmaktadır. Bireylerin psikolojik ve ekonomik ihtiyaçları üzerinde yapılan operasyonlar büyük ölçüde amaçlarına ulaşmak üzeredir. Günümüz insanının yalanlardan değil, daha çok gerçeklerden rahatsız olması bu operasyonlarla sağlanan kazanımın bir göstergesidir. Yapılan çok yönlü psikolojik operasyonlar sonucunda, insanların yaşamlarının parçalanması, onların zihinsel algılarını da parçalı hale getirmiştir.

İnsan Mühendisliği, Nüvit Osmay

İnsan Mühendisliği,  Nüvit Osmay, Alfa Yayınevi, 2002 İSTANBUL

 Hayat Karşısında İnsanın Kendisi Ve Çevresi
 
    Türkiye’de modern başarı kültürünün üreticilerinden biri olan Nüvit Osmay Amerikalı yazar Dale Carnegie’nin kurslarına katılmış ve Türkiye’de kendi yorumunu da katarak Düşün Konuş Dinle okulunu kurmuştur. Bu okuldaki öğretilerinin bir bölümünü 1968 yılında İnsan ve Mühendis adıyla yayınlamış, 1983 yılında da kitabı geliştirerek iş hayatının içinde insanı ve çevresini her yönüyle ortaya koyan eser haline getirmiştir. Kitap 4 Bölümden oluşmakta olup 1’inci Bölümde “insan çevresi ve işi” başlığı altında insanla işi ve çevresi arasında ki ilişkiler, sorunlar ve çözüm yolları incelenmektedir. 2’nci Bölüm de “İnsan Amir Rölünde “ ele alınmakta yönetim bilimiyle ilgili konular akıcı bir üslupla açıklanmaktadır. 3’üncü Bölümde ” İnsan Lider Rolünde “incelenmektedir. 4’üncü Bölümde ise “İnsan ve Eğitim” konuları ele alınmıştır. Tüm başlıklar makalelerden oluşmakta olup her birinin ana teması insandır. Kitabın her makalesinde yazar, insanın bir yönünü ele almakta ve kendi görüşleri ile birlikte başka yazar ve düşünürlerden yaptığı alıntılarla konuyu zenginleştirmektedir. Ayrıca Büyük İskender’den Sezar’a, Hz. Muhammet’ten Mevlâna ve Atatürk’e kadar tarihe mal olmuş pek çok ünlü sima da makale konularına göre kitapta yer almakta ve temada işlenen konuyu desteklemek için kullanılmaktadır.