Felatun Bey ile Rakım Efendi, Ahmet Mithat

Felatun Bey ile Rakım Efendi, Ahmet Mithat Efendi, 2004, İstanbul
Lale Devri İstanbul’unun ve XIX’uncu yüzyıl kültür ve anlayışının, birbirine zıt görüşlü iki tip aydının yaşayışları etrafında anlatılması.
    Roman fakir bir ailenin zeki, namuslu, yetim ve çalışkan çocuğu Rakım Efendi ile Avrupa kültürü ile yetişmiş, aslında görgüsüz, hayattan zevk almaktan başka bir şey düşünmeyen Felatun Bey’in hayatlarının karşılaştırılmasını yapmaktadır. Bir çok noktada hayat çizgileri kesişen bu ikiliden, sonuç itibariyle kazanan hep Rakım Efendi’dir.
    Felatun Bey ve kardeşi Mihriban Hanım küçük yaşta annelerini kaybetmiştir. Babasının batı hayranlığından dolayı Felatun Bey Avrupai bir tarzda yetiştirilmiştir. Rakım Efendi ise Tophane’de annesi ve dadısı ile büyümüş fakir bir çocuktur ve geleneksel bir anlayışla yetiştirilmiştir. Felatun Bey gibi Rakım Efendi de Hariciye Kaleminde çalışmaktadır. Rakım Efendi ayrıca özel yazı yazmakta, İngiliz bir ailenin kızlarına da Türkçe dersleri vermektedir.
    Rakım Efendi biriktirdiği para ile bir cariye satın alır. Adını “Canan” koyar ve ona da Türkçe dersi vermeye başlar. Kız çok akıllıdır. Bunu anlayan Rakım Efendi Türkçe’nin yanında piyano ve Fransızca dersleri de görmesi için  her türlü fedakarlıkta bulunur. Fransızca’yı kendisi öğretirken, komşusunun cariyelerinin piyano hocası, Jozefino, parasız olarak Canan’a ders vermeyi kabul eder. Rakım Efendi Canan’a bir piyano satın alır.
    Rakım Efendi terbiyesi, efendiliği ile ders verdiği kızların ailesinin tam güvenini kazanmıştır. Aynı eve gelen Felatun Bey, Rakım Efendi’yi aşağılamak istese de her seferinde kendisi küçük düşer. Rakım Efendi Jozefino’nun da güvenini ve sevgisini kazanmıştır. Olgun bir kadın olan Jozefino Rakım Efendi’nin aklına hep Canan’ı sokmaya çalışmaktadır. Çünkü kendisi Rakım Efendi’yi bir kardeş gibi sevmektedir. Bu arada İngiliz kızlar da yavaş yavaş Rakım Efendi’ye karşı bir yakınlık duymaya başlamışlardır. Bu yakınlık, önce hayranlığa sonra da aşka dönüşür. Rakım Efendi ise alabildiğine saf ve temiz yürekli bir insandır; çevresindeki aşklardan haberi bile yoktur.
    Felatun Bey çapkınlığı yüzünden İngiliz aileden uzaklaşmak zorunda kalır ve  yabancı bir kadınla dost hayatı yaşamaya başlar. Rakım Efendi, onu ikaz etmek istese de Felatun Bey, Rakım Efendi’nin hayattan zevk almasını bilmediğini belirterek uyarılarına kulak vermez.
    Bir gün İngiliz aile  Rakım Efendi’nin evini ziyarete gelir. Kızlar dahil hepsi Canan’a hayran kalırlar. Ancak İngiliz kızlardan Can, biraz da Rakım Efendi’nin Canan’a olan ilgisini hissederek kıskanır ve aşkından  yatağa düşer. Tüm bunlardan habersiz olan Rakım Efendi, Canan’ı nikahı altına almıştır bile.
    İngiliz aile sonunda kızlarının rahatsızlığının sebebini anlar. Rakım Efendi’den yalandan bile olsa Can’la evlenmek istediğini söylemesini isterler. Rakım Efendi kabul eder. Ancak,  bu sefer de Can karşı çıkar, çünkü, Rakım Efendi acıdığı için böyle bir şeye evet demiştir. Felatun Bey ise kumar aleminde her şeyini kaybetmiş ve yabancı sevgilisi tarafından terkedilmiştir. Ama aklı başına gelmiş, Cezayir eyaletinde kaymakamlık görevi atanmıştır. İngiliz ailenin hasta olan kızı Can kendi kendine şifa bulmuş, hızla iyileşmeye başlamıştır. Bu duruma en çok sevinen ise kendisini hastalığın sebebi gören Rakım Efendi olmuştur.
    Bu arada Rakım Efendi’nin cariyesi Canan ile evliliği ilk meyvesini verir. Canan’dan bir çocuğu dünyaya gelecektir.

32 yorum:

  1. Çok başarılı ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. lütben küfür etmeyin edepsizler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen küfür edenin amına korum

      Sil
  3. bu ne ya nasıl bişey sürekli küfür ediyorsunuz burayı bayanlarda okuyor lütfen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BAYAN NE OROSPÇOCU KADIN DİYECEKSİN

      Sil
  4. Ya adam gibi kitabı okuyun ya da dilinize sahip çıkın.

    YanıtlaSil
  5. Gençler bunu okuyacağınıza açın kitap okuyun. Bir abla tavsiyesi...

    YanıtlaSil