yakup kadri karaosmanoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yakup kadri karaosmanoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir Sürgün, Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Dr. Hikmet; İstanbul’un kibar ve devleti seven, çocuklarına çok şefkatli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Dr. Hikmet’in babası Ruşen Bey, Sultan Murad taraftarı olması nedeni ile 28, 29 yılı aşkın göz hapsindedirler. O dönemde, bu göz hapsindeki aile ile münasebeti çok yakındakiler dışındaki aileler göze alamamaktadırlar.

Hüküm Gecesi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Hüküm Gecesi: II. Meşrutiyet yıllarının siyasi olayları ile bu olaylar içerisinde yaşanan duygusal bir aşk hikayesi.
        Yazar eserinde; 1908-1911 yılları arasındaki siyasî olayları, kişisel çıkarlar uğruna girişilen ve halkın yararına herhangi bir düşünceye, ülküye dayanmayan çatışmaları ele almıştır. İttihat ve Terakki Fırkası’nın egemen olduğu dönemin eleştirisini muhalif gazeteci gözüyle yapmıştır. Kısaca; bir devrin çözülüşünün, içerisine sıkıştırılmış aşk hikâyesiyle birlikte ele alındığı duygusal bir romandır.
        Gerçek kişilerle, roman tiplerinin değişik bir roman tekniğiyle yer aldığı eserde Yakup Kadri, gençlik döneminde yaşadığı II. Meşrutiyet yıllarını; gazeteci Ahmet Samim'in öldürülmesinden Bâbıâli baskınına kadar uzanan olayları, İttihat Terakkî ile Hürriyet ve İtilâf arasındaki siyasî çekişmeleri konu ediniyor.
        Kitaba göre, İttihat ve Terakki Partisi olayların hep arkasında olmuş, milletin bütünlüğünü ve bağımsızlığını sağlamak için elinden geleni yapmaya çalışmış; yabancıların, ülkeyi bölmeye ve içten yıkmaya çalışanların karşısında olmaya çalışmıştır. Bu olayların gidişatını hep eleştiren romanın kahramanı Ahmet Kerim, muhalif bir gazeteci olarak, yazılarıyla İttihat ve Terakki’ye karşı cephe almıştır. Bu gazeteci yaşadığı dönemi eleştirmiş, ülkenin daha iyi olması için yazılar yazmıştır. Aynı gayeyi takip eden Ahmet Samim’in de yakın dostudur.
        Olaylar 1908-1911 yılları arasında geçmektedir.

Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yaban: Çok Olumsuz Şartlar Altında Kurtuluş Mücadelesi Veren Bir Milletin Bağımsızlık Sevdasının Genç Kuşaklara Aktarılması.
Yabanda zaman olarak Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminden Sakarya Zaferi’nin kazanılışına kadar olan süre ele alınır. Savaşta bir kolunu kaybetmiş ihtiyat zabiti Ahmet Celal’in kişiliğinde tanırız yenilgiyi. Mekan ise adı verilmemekle birlikte Haymana Ovasının ortasında, Porsuk Çayı dolaylarında bir köydür.
Milli mücadeleyi konu alan bu romanda köyün ve köylünün durumu, Kurtuluş Savaşındaki tarzı, Ahmet Celal’in gözüyle verilir. Yine o’nun köylüyle ilişkisi ”Halk-Aydın” kopukluğu biçiminde anlatılır.
Romanda şahıs kadrosu şöyle şekillenmektedir: Ahmet Celal romanın asıl kahramanıdır.

Sodom ve Gomore, Yakup Kadri Karaosmanoğlu

    Roman, Mondros Mütarekesinin ardından işgal kuvvetlerinin İstanbul’da meydana getirdikleri fiziksel ve ahlaki tahribatı konu edinmiştir. Zaman olarak 1922 yılına kadar yani işgal kuvvetlerinin çekilmelerine kadar sürer. Başta İngiliz subayları olmak üzere tüm işgal devletlerinin askerleri, Türklüklerini yitirmiş, kokuşmuş Türk aileleri ile birlikte, Anadolu’da Türk’ün ateşi yanarken zevk ve sefa âlemlerine dalmışlardır. Ancak bu aldanış hem işgal güçlerine hem de kişilikleri çürümüş Türk ailelerine pahalıya mal olmuştur.
         Sodom ve Gomore, halen İsrail ile Lübnan arasındaki Lût Gölü çevresinde bulunan iki şehre verilen addır. Kutsal kitaplarda bu iki şehrin insanının

Ankara, Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ankara, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1981, İstanbul
Başkent Ankara, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki farklı karakterlerin dünyasından anlatılıyor.
Cumhuriyetimizin başkenti Ankara'yı anlatan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun "Ankara" adlı romanı, Cumhuriyetin ilk yıllarının farklı karakterlerin dünyasından anlatılıyor. İlk baskısı 1934’de yayınlanan roman üç bölümden oluşuyor; birinci bölümde Milli Mücadele ruhunu özlemle ve övgüyle anlatan yazar, ikinci bölümde Cumhuriyetin ilk yıllarının ardından bu Milli Mücadele ruhunun yitirilmesini eleştiriyor, kendi deyimiyle bir karikatür yapıyor. Son bölümde ise yazar, Cumhuriyetin yirminci yılında gerçekleşmesini hayal ettiği Türkiye düşünü anlatıyor.
Roman kahramanları Selma Hanım ve Neşet Sabit'tir. Nazif Bey ve Hakkı Bey'ler de romanın diğer kişileridir. Selma Hanım, İstanbul'dan Ankara'ya gelen idealist bir inkılâpçıdır. Önce Nazif Bey'le evlenir. Bankacı Nazif Bey'de istediğini bulamaz. Bu, Nazif Bey'in şahsında, aynı zamanda bürokrasinin de kokuşmuşluğunu simgeler. Hakkı Bey binbaşıdır. Sivil bir bürokratta aradığını bulamayan Selma Hanım, asker Hakkı Bey'le evlenir; fakat o daha büyük bir hayal kırıklığına uğratır Selma Hanım'ı. Daha sonra idealist bir gazeteci olan Neşet Sabit'le hayatını birleştirir.

Kiralık Konak, Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

Kiralık Konak, Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, 1999, İstanbul
Türk toplumunun tarihsel gelişim sürecinde ilk belirtileri XVIII. yüzyılda görülen ve Tanzimat’la somutlaşan batılılaşma hareketleri, buna bağlı olarak hayat tarzı, değerler, ahlak, kısacası kültürel değişim.
Naim Efendi çok zengin, zengin olduğu kadarda hesaplı bir kişiydi. Babasından kalma bir servetti. Büyük bir ihtimamla idare ve muhafaza ediyordu. II. Abdülhamit döneminde devletin yüksek mevkilerinde bulundu. Birçok defalar valiliklerde dolaştı. Şurayı Devlet Azası, Rüşümat Müdüri Umumisi oldu. İnkılâptan iki sene evvel dolaşık bir “TEVLİYET” (Mütevellilik) davası yüzünden istifasını verdi ve Hükümet işlerinden tiksinerek bir köşeye çekildi. Fakat memuriyet döneminden kalma bayramlaşma ve özel deftere imza olayını hiçbir zaman aksatmazdı.

Zoraki Diplomat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Zoraki Diplomat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İletişim Yayınları, 2004, İstanbul
 
Yazar, kırk beş yaşında üstlendiği diplomatlık görevinin kendisini ‘’tipik’’ bir diplomata dönüştürmediğini, 20 yıllık (1934-1954) elçilik döneminde olaylara bakış açısında bağımsızlığını koruduğunu ve bireysel yargılarından ödün vermediğini anlatmaktadır. Diplomatlığının ‘’zorakiliği’’ bundandır. Avrupa’nın en çalkantılı yıllarının tanığı olarak kaleme aldığı anılarında olabildiğince objektif bir tarih resmi çizmeye çalışmıştır. Nazizmin yükselişinden Prens Süreyya-Şah Rıza Pehlevi’nin düğününe uzanan geniş bir yelpazede yer yer tarih, yer yer magazin bulunmaktadır.  
     Yakup Kadri’nin, Zoraki Diplomat ile yazdıkları, hayatının önemli bir bölümünü teşkil eden elçilik görevleri ile bu görevler öncesindeki hayatının kimi yerde çelişmesi kimi yerde mukayesesinin kendine has üslubuyla ifade edilmesidir. Bu nedenle diplomatlık günlerinden önceki yaşantısını, kitabının birçok yerinde kâh anekdotlarla kâh geçmişe gidiş gelişlerle bağlantı kurarak işlemiştir.