tanzimat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tanzimat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Mahur Beste, Ahmet Hamdi Tanpınar

Osmanlı toplumunun Tanzimat ile birlikte yaşadığı değişimler.
           Behcet Bey yetmiş yaşında, geçmişte takılıp kalmış, çekingen kendi dünyasında bir ihtiyardır. Sevmediği, asık suratlı hizmetçisi ile birlikte yaşamaktadır. Onu hayatının zarureti olarak görür.Hizmetçisi Şerife Hanım hatıralarından süzülen tek canlıydı ve çok şey ifade ederdi. Behçet Bey ürkek, hassas, iç dünyasıyla meşgul, yalnız bir insandır. Bu da onu darülmihan diye adlandırılan bir yalnızlığa sürüklemiştir. Evi estetiksel kaygının şahane tablosu gibidir. Behçet Bey eski, güzel, renkli şeyleri sever. Antikacı dükkanında saatler geçirir, buna rağmen o sanat meraklısı değil şairdir.

Kiralık Konak, Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

Kiralık Konak, Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, 1999, İstanbul
Türk toplumunun tarihsel gelişim sürecinde ilk belirtileri XVIII. yüzyılda görülen ve Tanzimat’la somutlaşan batılılaşma hareketleri, buna bağlı olarak hayat tarzı, değerler, ahlak, kısacası kültürel değişim.
Naim Efendi çok zengin, zengin olduğu kadarda hesaplı bir kişiydi. Babasından kalma bir servetti. Büyük bir ihtimamla idare ve muhafaza ediyordu. II. Abdülhamit döneminde devletin yüksek mevkilerinde bulundu. Birçok defalar valiliklerde dolaştı. Şurayı Devlet Azası, Rüşümat Müdüri Umumisi oldu. İnkılâptan iki sene evvel dolaşık bir “TEVLİYET” (Mütevellilik) davası yüzünden istifasını verdi ve Hükümet işlerinden tiksinerek bir köşeye çekildi. Fakat memuriyet döneminden kalma bayramlaşma ve özel deftere imza olayını hiçbir zaman aksatmazdı.

Yüzyıldır Neden Bocalıyoruz?, Niyazi Berkes

Yüzyıldır Neden Bocalıyoruz?, Niyazi Berkes, 1997, İstanbul
Osmanlı Devletinin son dönemlerinden beri yapılmaya çalışılan gelişmelerin sekteye uğramasının sebepleri, gericiliğin tarihi gelişmelere etkisi ve Devletçilik
Kitap iki ciltten oluşmaktadır.
(1)    Birinci Cilt:
(a)    Meseleler ne zaman başladı?
Türkler, Osmanlı İmparatorluğu dediğimiz siyasal egemenliğin kuvvetini on sekizinci yüzyılın başına kadar devam ettirmişler, fakat bu yüzyılın başında bu kuvvet ilk önemli dış engellerle karşılaşmağa başlamıştı. On sekizinci yüzyılın başında imparatorluğun yalnız eski kudretini kaybetmekle kalmadığını, aynı zamanda gerilemeğe başladığını o zamanın devlet adamları bile anlamışlardı.
(b)    Eski Düzene Dönme Çabaları.
On yedinci yüzyılda Osmanlı devlet sisteminin dünyanın geçirmekte olduğu büyük değişmenin tesiri altında bozulmaya, aslındakinden farklı şekillere girmeye başladığı görülmüş bulunuyordu. En önemli değişiklik bu sistemin can damarı olan toprağın idare ediliş usullerinde olmuş, bunlarla ilgili mali, idari, sınaî ve hatta ilmi örgütler başka başka şekillere girmeğe başlamıştı. Toprak rejimi ve ona dayanan devlet maliyesi, ordu, hükümet ve idare bilim müesseseleri. Dikkate değen nokta hiç birinin bu değişmenin veya onların deyimiyle bozulmanın, hiçbirinin nedenlerini araştıramamalarıdır.