kurumsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kurumsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Modern Devletin Doğuşu, İsmail Coşkun

Modern Devletin Doğuşu, İsmail Coşkun, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü, 1990, İstanbul
 
Modern Devlet'in doğuş koşulları anlatılmaktadır.

                   Devlet, tarihte insan toplumlarının karşılaştıkları sorunlara çözüm arayışı içinde, insanlığın uygarlığa geçiş sürecinde ortaya çıkmıştır. Uygarlık, insan toplumlarının karşılaştıkları sorunlara buldukları çözümün (ulaştığı seviyenin) ifadesidir. Bu sebeple toplum sorunlarının çözümünde oynadığı rol dolayısıyla Devlet, uygarlığa geçişle aynı süreç içinde ortaya çıkmıştır. Yine bu sebeple, ilk büyük merkezi Devlet örgütlenmeleri de, toplumların uygarlığa ilk olarak geçtikleri Doğu'da tarih sahnesinde yerlerini almışlardır.  Doğu toplumlarında Devlet, toplum farklılaşmaları ve ilişkileri içinde, toplum olarak karşılaşılan sorunlara bir karşılık olarak doğmuş ve gelişmiştir. Bu çerçevede Devlet, toplumun en üst düzeyde çözümünü ve en yaygın bilincim eyleme dönük bir şekilde örgütleyen/düzenleyen toplumsal bir kurum olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.
     Devlet, toplum farklılaşmaları ve ilişkileri temelinde doğmuştur. Doğu toplumları, daha tarım başlangıcından itibaren kendi içinde farklılaşma (çiftçi toplumlar-çoban toplumlar) imkanı bulurken aynı imkan ve gelişme Batı'da, Yunan'da görülmemiştir. Bunun yanında

MİT’in Gizli Tarihi, Tuncay Özkan


MİT’in Gizli Tarihi, Tuncay Özkan, Alfa Yayınevi, 2003, İstanbul
Türk İstihbarat Teşkilatları ve Milli İstihbarat Teşkilatının tarihi.
(1) Giriş
Türkler tarihleri boyunca gizli servis faaliyetlerinin etkilerine daima açık olan bir devlet ve idari yapı sürdürmüşlerdir. Bizans, İran ve diğer uluslarla ilişkilerde Türklerin gizli servisleri yâda casuslarının çokça başarılı olamadıkları görülmektedir. Türklerin "Çaşıt" (Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre; casus, ara bozmak amacıyla söz taşıyan kimse)  diye ilk zamanlar adlandırdıkları, daha sonra devşirmeler arasından yetiştirdikleri ve "Martolos" adını verdikleri casusları vardır. Ancak karşı casusluk veya casusluğu çözecek bir organizasyonları yoktur. Zaten devletin yönetiminin büyük bir bölümü Türk olmayan ve devşirme olarak adlandırılan gayrı müslimlerin elindedir. Bunların devletin üst kademelerine gelişleri gibi, casusluk faaliyetlerinin kontrolü de hemen hemen imkânsız olmuştur. Örneğin Türkler tarihleri boyunca Çinlilerin casusluk faaliyetlerine karşı koymaya çalışmışlar, bunda başarılı olamamışlardır. Bunlardan Topalar ve Gök Türkler, Çinli hanedanlarca görevlendirilen casusların yarattığı toplumsal kargaşa ve kültür empozesine dayanamayarak önce bölünmüş, sonra da yok olmuşlardır.
Aslında, bir ülkenin istihbarat faaliyetlerine