askeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
askeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Zabit ve Kumandan ile Hasbihal, Nuri Conker - M. Kemal Atatürk

Zabit ve Kumandan ile Hasbihal, Nuri Conker - M. Kemal Atatürk, Piyade Okul Komutanlığı, 1981, Ankara
Askerlik mesleği ve subaylığa dair.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yazıp yayınladığı kitapların kalınlık yönünden en ufaklarından biri olan “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal” bir göndermeye karşılık olarak hasbihal biçiminde kaleme alınmıştır.
Kitap, Erkanı Harbiye Binbaşısı Mehmet Nuri Bey (Nuri CONKER)’in Balkan Savaşları sonunda 1’inci Tümen arkadaşlarına verdiği konferansların bir araya gelmesinden oluşan “Zabit ve Kumandan” isimli eserine, Bulgaristan’daki Türk Ataşemiliteri Kur.Yb. Mustafa Kemal’in 1914 yılında verdiği cevabıdır.
Balkan savaşı ile 1’inci Dünya Savaşı öncesindeki durumu içeren her iki eser de, tek bir kitap halinde birleştirilmiş olarak bulunmaktadır. ATATÜRK’ün yazdığı kitabı özetleyebilmek için öncelikle Nuri CONKER’in ne yazdığını bilmek gerekir.

Yüzbaşı Selahattin'in Romanı, İlhan Selçuk

Yüzbaşı Selahattin'in Romanı, İlhan Selçuk, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1973
Yüzbaşı Selahattin'in 1894-1921 yıllarını kapsayan anıları
    İlhan Selçuk tarafından yazılan ‘’Yüzbaşı Selahattin’in Romanı’’ adlı yapıtın yazılmasına neden olan faktör bir başka yazarın romanının ödül almasıdır. Ödülü alan roman Kemal Tahir’in ‘’Yorgun Savaşçı’’ adlı yapıtıdır. Ödül alan bu roman tekrar okunmaya başlanıyor. Tekrar okunuşunda romanda geçen Yüzbaşı Selahattin’in hikayesi İlhan Selçuk’un dikkatini çekiyor ve bunun üzerine bir roman yazmaya karar veriyor.
    Yüzbaşı Selahattin’in anıları on beş ciltten oluşmaktadır. Sayfa numaraları bulunmayan bu anılarını bölümler halinde yazmıştır. Yüzbaşı Selahattin ilk defa Urfa’da bu anılarını yazmaya başlıyor. Anıların son bölümü ise ‘’Edirne Bölümü’’dür. Dört yılda yazılan bu anılar 1894-1921 yıllarını kapsar.
    Yüzbaşı Selahattin’in anılarında, salt anı olmaktan çok hayatın her bölümüne ait fragmanlar yer almaktadır.
    Yüzbaşı Selahattin koca bir imparatorluğun yıkılışını, Balkan, 1. Dünya Savaşı’nı, Kurtuluş Savaşı’nı görmüş ve o dönemin şartlarında yetişmiş bir askerdir.
    Bu dönemler istibdadın, devrimlerin, ayaklanmaların yaşandığı dönemlerdir. İlk defa Avrupa’da başlayan milliyetçilik (1789 Fransız İhtilali) namı diğer ulusçuluk, işçi devrimleri ve örgütlenmelerin etkisi Osmanlı’da da hissedilmeye başlanmış ve etkisini yavaş yavaş göstermiştir.

Moskova Hatıraları, Ali Fuat Cebesoy

Moskova Hatıraları, Ali Fuat Cebesoy, Vatan Yayınevi, 1955, İstanbul   
Ali Fuat Cebesoy’un Garp cephesi görevinden ayrıldıktan sonra Moskova Büyük Elçiliğine atanması ve bu görevi sırasında yazmış olduğu hatıralarından oluşmuştur.

Garp cephesi kumandanlığından 21 Kasım 1920 tarihinde ayrıldıktan sonra Moskova Büyük Elçiliğine tayin olan Ali Fuat Cebesoy, görev öncesi durumu ve görev sırasındaki hatıralarını kitabında toplamıştır. Hatıralarının yanı sıra o dönemde yaşanan önemli olayları değişik açılardan değerlendiren yazar kitabında önemli bilgileri bize aktarmıştır.
Kitabına Cenup Doğu Rusya’nın Anadolu’dan görünüşü ile başlayan yazar Kafkaslardaki genel durumu değerlendirmiştir. Bölgede İngilizlerin uyguladığı yanlış politikaları Kafkaslardaki anarşinin önüne geçememiştir. Bolşevikler ise, propaganda sayesine kısmen duruma hakim olmayı başarmıştır. Yazar bölge halklarına bağımsızlık vaadinde bulunan Bolşeviklerin aslında hiçbir Kafkas Devletlerinin istiklalini tanımak niyetinde olmadığını vurgulamaktadır.
Rus ihtilali Anadolu nasıl karşılandığı

Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti ve Harbiye Nezareti Teşkilatı, Zeynel Abidin Küççük

Osmanlı Askeri Salnamelerine Göre Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti ve Harbiye Nezareti Teşkilatı, Zeynel Abidin Küççük, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002, Kırıkkale (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi)
 
Osmanlı Ordusundaki Kurmay Sınıfının Teşkili ve Özellikleri

        Yazar bu tez çalışmasında; ilk olarak Avrupa'da başlayan ve sonraları "Osmanlı Ordu Teşkilatına giren" Erkân-ı Harp ya da günümüzdeki anlamıyla "Kurmay" sınıfının hizmetleri ile görevlerinin içeriği ve teşkilatlanması sırasında yaşadığı tarihsel gelişimi gözler önüne sererek okuyucuların faydasına sunmayı amaç edinmiştir.
        Erkan ve Erkan-ı Harp sözcüklerinin tez kapsamında anlamları;
        Erkan: "İleri gelen" yerinde kullanılan bir terimdir. Askerî anlamda Miralay'dan yukarı rütbeye sahip olan şahıslar için kullanılır. Mülâzım ile Yüzbaşı'ya "Zâbitan", Binbaşı, Kâim-i makam, Miralay'a "Ümerâ", Mirliva, Ferîk, Birinci Ferik ve Müşir'e de "Erkân" denilirdi.
        Erkan-ı Harp (Kurmay) : Ordunun harp faaliyetini hazırlayıp uygulayan ve teknik gelişmeleri takip ederek gerekli yenilikleri kullanan emirler ve subaylar hakkında kullanılan bir terimdir. "Savaş planları hazırlayan ve kendisine savaş usulü hakkında danışılan kişi" anlamlarını da içermektedir.

5.Tim, Abdullah Ağar

5.Tim, Abdullah Ağar, Otopsi Yayınları, 2004,İstanbul    
Kitabın yazarı Abdullah Ağar’ın Bolu Komando Tugayında tim komutanı olarak olarak görev yaptığı OHAL bölgesindeki iç güvenlik harekatında yaşadıkları  anıları içeren  bir çalışma.
    1989 yılında Harp Okulu’ndan mezun olan kitabın yazarı Abdullah Ağar,  Piyade Okulu’ndaki Subay Temel Kursundan sonra  kıt’a hayatına 1990 yılında başlamış olur.
    Bolu Komando Tugayı o dönemde terör olayları nedeniyle  güneydoğuda görev yapmaktadır. Dört arkadaşıyla beraber birliğe katılmak üzere güneydoğu doğru yolculuğu başlarlar. Otobüsle devam eden yolculuk Şırnak’ ta son bulur ve  burada herkes birliklerine gitmek üzere birbirlerinden ayrılırlar.
    Yazar birliğine katılmak üzere helikopter beklemek maksadıyla geceyi Şırnak’ta geçirir. Burada ilk kez çatışmada öldürülen öcüye benzemeyen bir terörist cesedi görür. Ertesi gün aynı birliğe gideceği devre arkadaşı Halit helikoptere yetişemez ve Dedeören üs bölgesinde  bulunan birliğine yalnız katılır.

Askeri Müdahalelerin Orduya Etkisi, Doğan Akyaz

Askeri Müdahalelerin Orduya Etkisi, Doğan Akyaz, İletişim Yayınlar, 2006, İstanbul   

Yazar Doğan Akyaz’ın 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971’deki askeri müdahaleleri ve  bununla birlikte müdahalelerin öncesi ve sonrasındaki girişimleri, arayışları, tartışmaları incelediği bu çalışma her iki dönemdeki cunta yapılanmalarını ayrıntısıyla ele alıyor. Eserde üzerinde durulan hususlardan biride hükümetlerin ve sivil siyasi otoritenin bizzat ordu yönetimi tarafından da paylaşılan cuntalaşmayı önlemeye dönük çabasıdır. Yazarın Türk siyasal tarihinin birçok yönden çokça incelenmiş bir konusu olan askeri müdahaleler olgusuna ve ordu sosyolojisine açılım sağlayarak özgün bir bakış açısıyla olayları değerlendirdiği görülmektedir.

            Türkiye’de demokrasi, çok partili siyasi hayatın başından 1980’e kadar beş kez askeri müdahale ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 müdahalelerinde ordu meclisi kapatıp sivil hükümeti devirerek iktidarı doğrudan ele almışken, 12 Mart 1971’de yalnızca mevcut iktidarın bir muhtırayla işbaşından uzaklaştırılması yoluna gidilmiştir. 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 darbe girişimleri ise ordu üst yönetiminin sivil iktidar ile işbirliği sayesinde önlenmiştir. Ordu-siyaset/politika ilişkileri bağlamında ele alınan bu araştırmalarda daha çok askeri müdahalelerin siyaset üzerindeki etkileri üzerinde durulmuş, denklemin müdaheleci tarafı, yani ordu üzerindeki etkilerine pek yer verilmemiştir. Oysa başarılmış ya da girişim düzeyinde kalmış her askeri müdahale, siyasi alanı olduğu kadar ordunun kendi iç yapı ve sistemini de etkilemiştir.
            Gerçekten de ordunun yönetime doğrudan el koyduğu ilk örnek olan 27 Mayıs

50 Battles That Changed The World, (Dünyayı Değiştiren 50 Savaş), William Weir

50 Battles That Changed The World, (Dünyayı Değiştiren 50 Savaş), William Weir, New Page Books, 2001, ABD
 
MÖ. 490'dan bu güne Dünyayı değiştiren 50 savaş.
Tarihteki en önemli 50 savaşı listeleme girişimi mecburen taraflı olacaktır. Hele hele bunları önem derecesine göre sıralamak daha büyük bir olaydır. Yazar, savaşları değerlendirirken ölçü olarak, ne kadar büyük bir değişiklik yaptığını ve bu değişikliğin bizi ne kadar etkilediğini dikkate almıştır.
    Yazar, bu değişiklikler ve etkileri konusunda özgürlük ve demokrasiye en başta yer vermiştir. Ayrıca, anarşi yerine düzen de listede en başlarda yer almıştır.
    Tarihteki savaşları değerlendirirken diğer bir bakış açısı da savaşan taraflardır. Tarih genel anlamda batı ile doğu arasında meydana elen çatışmalarla doludur. Dünyada genel anlamda iki kültür vardır: Doğu ve Batı. Doğu ve Batı hep çarpışmış ama biri diğerini yok edememiştir.

1. SAVAŞ
MARATHON MÖ 490

Savaşanlar    : Yunanlılar ile Persler.
Önemi    : Demokrasinin yaşaması.
    Küçük bir demokratik kent devleti olan Yunanlılar ile büyük bir imparatorluk olan Pers İmparatorluğu arasında yapılmıştır. Yunanistan’ın Maraton platosunda olmuştur. Yunanlıların başkomutanı Callimachus, Perslerin kralı büyük kral olarak adlandırılan 1. Darius’tu. Yunan ordusunun büyük çoğunluğu zırhlı piyadelerden oluşmuştu. Pers ordusunun ise çoğu atlıydı. Savaş sonunda, 11.000 kişilik Yunan ordusu, 100.000 kişilik Pers ordusunu yendi. Böylece son kalan Yunan toprakları Persler tarafından ele geçirilmemiş, Demokrasi ölmemiştir. Pheidippides isimli haberci, Yunan zaferini Atina’ya haber vermek için Maraton ovasından 40 km. mesafeyi hiç durmadan koştuktan sonra zaferi haber vermiş ve olduğu yere yığılıp ölmüştür. Maraton koşusu bunun anısına düzenlenmiştir.

2. SAVAŞ
NİKA AYAKLANMASI MS 532
Savaşanlar    : İmparatorluk güçleri ile İsyancılar.
Önemi    : Roma Hukuku’nun yaşaması.