Yüzbaşının Kızı, Aleksandr PUŞKİN, İş Bankası Kültür Yayınları, 2001 İSTANBUL
Klasik Rus Edebiyatının
kurucusu Puşkin, Yüzbaşının Kızı’nda bir halk ayaklanmasını ele alır. Konunun
odak noktası, Pugaçev'in önderliğinde 1773'te patlak veren büyük bir köylü
ayaklanması ve bu karmaşanın ortasında yaşanmış bir aşk hikâyesidir. Kitabın
kahramanlarından, Emelyan Pugaçev adli isyancı köylü önderi, Don ve Ural Kazaklarının
başına geçerek, üzerine gönderilen 25 bin kişilik Çar ordusunu bozguna uğratır.
Düzensiz bir halk ordusunun başında kırlardan kentlere doğru yürüyüşe geçer,
birçok kenti kuşatır, Moskova kapılarına dayanır, çarlığı ta temelinden
sarsacak bir güce erişir. Eserde Pugaçev’in karşısına koyulan kahraman ise,
henüz doğmadan, babası tarafından orduya yazdırılarak asker olmak zorunda kalan
ve itibar sahibi bir aileye mensup olan Pyotr Andreyiç tir. Olaylar XVIII.
Asrın ilk yıllarında cereyan eder. Andreyiç’in orduya katılması, aşkı,
isyancılarla ilişkileri, ihanet, sadakat ve daha birçok duygu sade ve şiirsel
bir dille ortaya konarak vücuda getirilmiş bir başyapıttır. Tarihsel roman
'geleneğine' göre kısa sayılabilecek bu metin, edebiyat tarihçilerince Tolstoy'un
Savaş ve Barışı'nın öncüsü sayılmaktadır.
Eserde anlatılan olaylar Rusya'da, 1700'lü
yıllarda Çariçe döneminde geçmektedir. Rus ordusundan kıdemli binbaşı
rütbesinde emekli olan Andrey Petroviç Grinyov, Avdotya Vasilyevna ile evlidir.
Simbirsk'in köyünde oturan varlıklı bir ailedir. Doğan çocuklarının sekizi,
daha bebekken ölürler. Doğacak dokuzuncu çocuklarını, daha kız veya erkek
olacağı belli olmadan, aile dostlarından bir binbaşının yardımıyla Semenovski
Alayına çavuş olarak yazdırırlar. Çocuk eğer kız doğacak olursa, çavuşun öldüğü
bildirilecek ve iş de böylece kapatılacaktır.
Çocuklarının erkek
olması Grinyov ailesini sevindirir. Adını Pyotr Andreyiç koyarlar. Savelyiç
adlı yaşlı hizmetkâr lala olarak görevlendirilir. İleriki yaşına doğru eğitimi
için Monsieur Beaupre adında bir Fransız öğretmen tutulur. Pyotr Andreyiç, bir
süre öğretmeninden Fransızca, Almanca ve diğer bilimlerle ilgili dersler alır;
kılıç kullanmayı öğrenir. On yedi yaşına gelince, babası, onun iyi bir subay
olarak yetişmesi için, doğmadan önce çavuş olarak yazdırdığı muhafız birliğine
değil, daha uzakta ve zaman zaman çatışmalara giren Orenburg'taki bir eski
dostunun birliğine gönderir. Oğluna, dostuna verilmek üzere bir mektup verir ve
hizmetinde bulunması, koruması için lalası Savelyiç'i de yanına katar.
Pyotr Andreyiç ile
Savelyiç önce Simbirsk'e varırlar. Burada, gerekli malzemeleri almak için bir
gün konaklarlar. Savelyiç malzeme alımıyla uğraşırken handa yalnız kalan Pyotr
Andreyiç, İvan İvanoviç Zurin adında bir subayla tanışır. Bu subay içkiye ve
kumara düşkündür. Pyotr Andreyiç, ondan bilardo oynamasını öğrenir. Zurin'le
parasına bilardo oynar ve yüz ruble kaybeder. Kasadarı Savelyiç'e bu parayı
ödettirir. Ertesi günü bir at arabasıyla yola düşerler. Yolda hava bozmaya başlar.
Arabacı, hana geri dönmeyi teklif etse de kabul ettiremez. Bir süre sonra tipi
bastırır, her taraf karla kaplanır. Ne yol, ne iz bellidir. Hiç değilse
sığınacak bir ev ya da bir yol izi görme umuduyla dört bir yana bakınırken bir
karartı göze çarpar. Arabacıya gördüğü karartıya doğru gitmesini emreder.
Karartı da kendilerine doğru gelmekte olduğundan kavuşmaları uzun sürmez. Bu
bir yolcudur. Konuşmalarından yolcunun bu çevreyi iyi bildiği anlaşılır.
Kılavuzluk etmesi için arabaya alınır ve yola devam edilir. Bir hana ulaşırlar.
Orada fırtınanın geçmesini beklerler. Kendilerine kılavuzluk ettiği için
yolcuya handa şarap ısmarlar. Ertesi günü hancıya hesabı ödeyip ayrılırken
kılavuza elli kapik bahşiş vermesini söyler Savelyiç'e. Bir çapulcuya bu kadar
para vermenin anlamsız olduğuna inan Savelyiç'i razı edemez. Pyotr Andreyiç,
kılavuzun hizmetini karşılıksız bırakmak istemez. Tavşan kürklü gocuğunu,
hizmetkârın itirazlarına rağmen, ona verir. Bu sırada arabacı da yola çıkmak
için hazırlıklarını tamamlamıştır, hemen yola çıkarlar.
Orenburg'a varınca,
doğru Andrey Karloviç adlı generale çıkar. Babasının yazdığı mektubu ona verir.
General mektubu okur ve mektupta yazılanların yerine getirileceğini söyler.
Ertesi gün atanma emriyle birlikte, subay alayına katılması için onu Belegorski
kalesindeki Yüzbaşı Mironov'un komutasındaki birliğe gönderir. Generale göre,
Mironov, iyi dürüst bir subaydır. Orada Pyotr Andreyiç gerekli eğitimi alacak
ve disipline alışacaktır. Belegorski, Kırgız bozkırlarının sınırında ıssız bir
kaledir. Orenburg'dan "kırk verst" ötededir. Surlar, kuleler ve
toprak bir tabya görmeyi umarken karşılarına kütüklerden yapılma bir çitle
çevrili küçük bir köy çıkar. Kalenin girişinde dökme demirden, eski bir top
durmaktadır. Dar, eğri büğrü sokaklardan, üzeri samanla örtülü basık
kulübelerin arasından geçerek Yüzbaşının konutuna varırlar. Onları Yüzbaşının
karısı Vasilisa Yegorovna karşılar. Ona, bu kaleye atandığını, Yüzbaşıyı
görmeye geldiğini bildirir. Yüzbaşı İvan Kuzmiç, Papaz Gerasim'e misafirliğe
gitmiştir. Yüzbaşının karısı, Çavuş Maksimiç'i çağırtır. Gelince ona Pyotr
Andreyiç'in kalacağı eve götürmesini emreder. Burası tahta perdeyle ikiye
ayrılmış, oldukça temiz bir odadır. Savelyiç, eşyalarını hemen yerleştirir.
Ertesi sabah tam
giyinmek üzereyken kısa boylu, esmer, genç bir subay içeri girer. Fransızca
olarak, insan yüzü görmeyi özlediği için geldiğini söyler. Bu subay, düello
nedeniyle muhafız birliğinden çıkarılan Şvabrin'dir. Bu sırada kapıya gelen
asker, Vasilisa Yegorovna'nın kendisini yemeğe çağırdığını bildirir. Şvabrin de
kendisiyle birlikte gelir. Yaşlı, uzun boylu, dinç bir adam olan Yüzbaşıyı,
başında takke, sırtında bej renkli, pamuklu bir gecelik entariyle safta
toplanmış yirmi kadar askeri eğitirken görürler. Yüzbaşı, yanlarına yaklaşıp
dostça birkaç söz söyleyip eğitim yaptırmaya döner. Yüzbaşının evine gelirler,
hizmetçi kız Palaşka sofrayı kurmaktadır. Tam bu sırada Yüzbaşının on sekiz
yaşlarında, toparlak yüzlü, pembe yanaklı, açık kumral saçlı kızı Marya
İvanovna içeri girer. Şvabrin, Yüzbaşının kızının tam bir aptal olduğunu
kendisine söylediği için ilk görüşte ondan pek hoşlanmaz. Sofrada, Yüzbaşının
karısı, annesinin, babasının sağ olup olmadığını, nerede oturduklarını,
ekonomik durumlarının nasıl olduğunu sorar. Pyotr Andreyiç'in zengin bir
aileden geldiğini öğrenen Yüzbaşının karısı, derin bir iç çeker. Burada kıt
kanaat geçinmeye razı olduğunu; ancak evlenme yaşına gelmiş kızlarına çeyiz
olarak verecekleri hiçbir şeylerinin olmamasının kendilerini üzdüğünü,
karşılarına çıkacak iyi bir adamla kızlarını hemen evlendirmek istediklerini
söyler.
Aradan birkaç hafta
geçer. Pyotr Andreyiç, Marya'yı sevmeye başlar. Edebiyatla da uğraştığı için,
ona aşk şiirleri yazar. Yazdığı birkaç şiiri arkadaşı Şvabrin'e gösterir.
Şvabrin, okuduğu şiirleri acımasızca eleştirir. Bu eleştiri, şiirlerin
kötülüğünden değil, Marya'ya kendisinin de âşık olmasındandır. Hatta Marya,
onun iki ay önceki evlenme teklifini reddetmiştir. Şvabrin'in, Marya ile ilgili
atıp tutmaları Pyotr Andreyiç'i çok kızdırır. Şvabrin'i alçak ve şerefsiz
olmakla suçlar. Şvabrin, Pyotr Andreyiç'i düelloya davet eder. O da kabul eder.
Pyotr Andreyiç, kavganın şahitliği için Üsteğmen İvan İgnatyiç'ten yardım
ister. Fakat daha sonra Şvabrin'in de isteğiyle tanık olmadan kavga etmeye
karar verirler. Samanlığın yakınında tam kavgaya tutuşacakken İgnatyiç
tarafından yakalanırlar. Askerlerin de yardımıyla ikisi de Yüzbaşıya götürülür.
Kalede barışın bozulmaması konusunda öğütler veren Yüzbaşı, kavgacıların
birbirlerine sarılarak barışmalarını sağlar. Kavganın nedeninin de Marya için
yazılmış şiirler olduğunu herkes öğrenir.
Yüzbaşının evinden
ayrılan Şvabrin ve Pyotr Andreyiç'in hırsları geçmemiştir. Ertesi gün ırmak
kıyısında kozlarını paylaşmak üzere sözleşip ayrılırlar. Her ikisi de sözünü
tutar ve kararlaştırılan saatte ırmağın kıyısına gelir. Kılıçlarını çekerek
kavgaya başlarlar. Bir süre birbirlerine zarar veremeden kavga sürer.
Şvabrin'in gerilemeye başladığını sezen Pyotr Andreyiç, tekrar saldırıya geçer,
hasmını ırmağın ucuna kadar sıkıştırır. Bu sırada keçi yolundan aşağı doğru
koşarak gelen Savelyiç'in kendisine seslendiğini işitir. Kısa bir dalgınlık
anında Şvabrin'den aldığı kılıç darbesiyle göğsünden yaralanır, yere düşer ve
bayılır.
Ayıldığında kendini
Yüzbaşının evinde bulur. Marya ile Savelyiç yanındadır. Beş gün boyunca komada
yatmıştır. Kendini iyi hissetmeye başlayınca Marya'ya evlilik teklifinde
bulunur. Marya ise henüz tehlikeyi atlatmadığını ve kendisini korumasını
söyler. Kalede doktor olmadığı için Pyotr Andreyiç'in tedavisiyle alay berberi
ilgilenmektedir. Ertesi gün Marya'ya evlilik teklifini tekrarlar. Marya da
Pyotr Andreyiç'e karşı ilgisiz değildir. Pyotr Andreyiç'in anne ve babasının bu
evlilik için onayını almak isterler. Pyotr Andreyiç, babasına bir mektup yazar.
Gelen cevap umdukları gibi değildir.
Pyotr Andreyiç'in babası hem evliliğe karşı
çıkmakta hem de gereksiz yere kavga ederek yaralanmasına neden olmasına
kızmaktadır. Hatta Yüzbaşının, kalesinde bu olaylara sebebiyet vermesine
içerler ve oğlunu bir başka birliğe tayin ettireceğini yazar.
Bu sıralarda Çariçeye
karşı isyan edenler kalabalık bir grup olmuşlardır. Pugaçev adlı bir Kazak'ın
etrafında toplanan isyancılar, bazı kalelere saldırarak başarı kazanmışlar ve
oralardaki askerleri de saflarına katmışlar, katılmayanları ise idam
etmişlerdir. Yüzbaşı Mironov, Generalden aldığı emri tebliğ etmek için kaledeki
bütün subaylarını toplar. Kendini III. Petro olarak tanıtan isyancı Kazak
Pugaçev'in kaleye saldırması durumunda öldürülmesi ve bunun için hazırlıklara
başlanılması emredilmiştir.
Kalede Kazaklar dışında
yüz otuz asker vardır. Bir süredir terk edilen nöbet ve devriye sistemi tekrar
başlatılır. Eldeki top temizlenir, kullanılır duruma getirilir. Kaleye saldırı
olacağı her ne kadar gizli tutulmaya çalışılsa da kısa bir süre sonra herkesin
haberi olur. Kaledekilerin telaşı bir kat daha artar.
Pugaçev, kaleye girmeye
hazırlanmaktadır. Yüzbaşıya, Pugaçev'den bir mesaj gelir. Kaledeki Kazakları ve
askerleri çetesine çağırmakta ve komutanlara da karşı koymamalarını
öğütlemektedir. Yüzbaşı savaştan çok korkan kızı Marya'yı, karısı ile güvende
olacakları başka bir kaleye göndermeyi düşünür. Karısı başka yere gitmeye razı
olmaz. Marya'yı da göndermeye zaman kalmaz. Çünkü Pugaçev yolları kesmiş,
kaleye girişi ve çıkışı kontrol altına almıştır. Yüzbaşı önce savunmaya geçer.
İsyancılar, atlardan inip saldırıya geçince Yüzbaşı da kale kapısını açtırıp
isyancıların üzerine saldırıya geçer. Umdukları gibi olmaz. İsyancılar kısa
süre içinde Yüzbaşıyı ve diğerlerini yakalarlar ve etkisiz hâle getirirler.
Pugaçev, komutanın evine yerleşir. Meydana darağacını kurdurur. Kendisine
katılmayan Yüzbaşı ile Üsteğmeni hemen astırır. Sıra Pyotr Andreyiç'e gelir. Bu
arada Kazak kaftanı ile Şvabrin gelip Pugaçev'in kulağına bir şeyler fısıldar.
Pyotr Andreyiç'in yüzüne bile bakmadan adamlarına onu asmalarını emreder. Tam
ilmeği boynuna geçirdikleri bir sırada bir haykırış yükselir. Bu Savelyiç'in
sesidir. Pugaçev'e yalvarmakta, onu asmamasını istemektedir. Pugaçev, yaşlı
hizmetkârı tanır. Pyotr Andreyiç'in, tipide kendini arabasına alan; kendine
handa şarap ısmarlayan ve tavşan kürklü gocuğunu veren kişi olduğunu anlar.
Adamlarına işaret ederek serbest bıraktırır. Yüzbaşının karısı bu sırada olay
yerine gelir. Kocasını darağacında görünce "Katiller!" diye bağırır.
Pugaçev, adamlarına kadının susturulmasını emreder. Kadının başına bir Kazak,
kılıcıyla bir darbe indirir; kadın yere düşer ve can verir.
Ölümden kurtulan Pyotr
Andreyiç, Yüzbaşının kızını merak eder. Onun başına bir kötülük gelmesinden
korkar. Marya'yı, Papazın karısı korumaya alır ve onu yeğeni olarak isyancılara
tanıtır. Bu duruma Şvabrin de ses çıkarmaz. Çünkü o karışıklıkta Marya'nın
başına bir kötülük gelmesini istemez. Pugaçev, Pyotr Andreyiç'e kendisine
katıldığı takdirde yüksek rütbeler vereceğini vadeder. Pyotr Andreyiç, bu
teklife yanaşmaz. Bunun üzerine onun kaleden hizmetkârıyla birlikte çıkışına
izin verir.
Pyotr Andreyiç,
Orenburg'a gider. Kale komutanı generale olanı biteni anlatır. İsyancıların
gücü hakkında bilgiler verir. General subaylarını toplayıp durum
değerlendirmesi yapar. Pyotr Andreyiç, Belegorsk kalesindeki isyancılara karşı
taarruz yapılmasını savunursa da hiçbir subay buna yanaşmaz. Savunmada kalmayı
tercih ederler. Aradan birkaç gün geçtikten sonra geldiği kaledeki Çavuş
Maksimiç, Marya'dan bir mektup getirir. Mektuba göre, Pugaçev, kalenin
yönetimini Şvabrin'e bırakmış Orenburg yakınlarında kaleye saldırı
hazırlıklarına girişmiştir.
Şvabrin, Marya'yı Papaz
Gerasim'in evinden alıp kendi evine götürmüş ve orada bir odaya hapsetmiştir.
Karısı olması için baskı yapmaktadır. Marya, Pyotr Andreyiç'ten gelip kendisini
kurtarmasını istemektedir. Pyotr Andreyiç, General'e gider. Ondan, Belegorsk
kalesini isyancılardan temizlemek için bir bölük askerle, elli Kazak vermesini
ister. Yüzbaşının kızının yazdığı mektuptan da söz eder ona. Fakat General'i
yine razı edemez. Umutsuzluğa kapılan Pyotr Andreyiç, sevdiği kızı Şvabrin'e
kaptırmaktansa ölümü göze alır. Atına binip kale kapısından dışarı çıkar.
Peşine Savelyiç de takılır. Bir süre sonra Berda köyü yakınlarında Pugaçev'in
adamlarına yakalanırlar. Pugaçev'in huzuruna çıkarılırlar. Pugaçev'e sevdiği
kızın Belogorsk kalesinde olduğunu ve kale komutanı olarak bıraktığı Şvabrin'in
kızı hapsettiğini, evlenmeye zorladığını halka zulmettiğini anlatır.
Pugaçev, kalenin
yönetimini bıraktığı şahsın halka zulmetmesine çok kızar. Birlikte kaleye
giderler. Marya'yı hapsedildiği odadan çıkarırlar. Pugaçev, halka verdiği
eziyetten dolayı Şvabrin'e kızar. Papazı çağırmasını, Marya ile Pyotr
Andreyiç'i evlendireceğini söyleyince, Şvabrin, Marya'nın Yüzbaşının kızı
olduğunu itiraf eder. Kendisine bunun daha önce söylenmemesinden dolayı
Pugaçev'in kızgınlığı daha da artar. Pyotr Andreyiç de Şvabrin'in
söylediklerini doğrular. Bunu, Marya'nın hayatına zarar verileceğinden korktuğu
için söylemediğini itiraf eder. Pugaçev, Pyotr Andreyiç'in kendisine yaptığı
iyilikleri hatırlar ve bir kez daha canını bağışlar. Marya ile birlikte
diledikleri yere gitmelerine izin verir. Üstelik yolda adamları tarafından
engellenmemesi için bir izin kâğıdı da düzenler. Pugaçev'e göre iyilik ya tam
yapılmalı ya da hiç yapılmamalıdır. Pyotr Andreyiç, Marya ve Savelyiç bir yaylı
arabasıyla yola koyulurlar. Amacı Marya'yı memleketine götürmek ve onunla
evlenmektir. Bir süre sonra Pugaçev'in egemenliğindeki bir kalenin yakınındaki
menzile gelirler. Menzildeki görevliye ellerindeki izin kâğıdını gösterince
hemen arabanın atları değiştirilir ve tekrar yola koyulurlar. Hava kararmaya
başlarken küçük bir kente yaklaşırlar. Devriyeler önlerini keser. Arabacı
arabada Çarın bacanağının olduğunu söyleyince, muhafızlar küfürler savurarak
hemen etraflarını sarar. Komutanlarına götürürler. Orada karşılarına handa
bilardo oynayıp yüz ruble kaybettiği Zurin çıkar. Durumu ona anlatır. Zurin,
isyancılara karşı kendisiyle birlikte savaşmasını teklif eder. Marya'yı
Savelyiç ile babasına gönderir. Kendisi orada kalır.
Pyotr Andreyiç ve Zurin
isyancılara karşı başarılar kazanırlar. Bir süre sonra Pugaçev de yakalanır.
Pugaçev işini soruşturan komisyon, Pyotr Andreyiç'in yakalanıp kendilerine
gönderilmesi için Zurin'e emir göndermiştir. Zurin, görevini yapar. Pyotr
Andreyiç'i Kazan'a gönderir. Askerî mahkeme kurulmuştur. Mahkeme başkanı bir
generaldir. Pyotr Andreyiç'in adını sanını sorduktan sonra, Andreyiç Petroviç
Grinyov'un oğlu olup olmadığını bir defa daha sorar. Öyle saygıdeğer bir
babanın, isyancılarla iş birliği yapan bir oğlunun olmasına çok şaşırır. Pyotr
Andreyiç, Pugaçev'in hizmetine girmediğini ve ondan herhangi bir görev
almadığını söylese de mahkemeyi ikna edemez. Yüzbaşının kızının, mahkeme
kapılarında sürünmemesi için bu konuda kendisine tanıklık etmesini de istemez.
Babasının iyi bir subay olması nedeniyle idam edilme yerine, Sibirya'nın ücra
bir bölgesinde ömür boyu oturmaya mahkûm edilir.
Bu karar, Pyotr
Andreyiç'in babasını kahreder. Oğlunun, bir isyancının hizmetinde bulunmasını
onuruna yediremez. Bu durum Marya'yı da derinden sarsmıştır. Mahkemede Pyotr
Andreyiç'in kendisiyle ilgili bazı şeyleri açıklamamış olmasına inanmaktadır.
Çok iyi bakıldığı bu evden müsaade isteyerek Savelyiç'le birlikte Petersburg'a
gider. Çariçenin o sırada Tsarskoye Selo'da olduğunu öğrenir. Kendisi de orada
konaklamaya karar verir. Menzil bekçisinin eşiyle tanışır. Saray sobacısının
yeğeni olan bu kadın, Marya'ya Çariçe'nin uyandığı saati, gezindiği yerleri,
hizmeti için yanında bulunanları anlatır. Ertesi gün Marya, erkenden kalkar ve
bahçeye çıkar. Orada kırk yaşlarında, Çariçe'nin sarayında görevli bir bayanla
tanışır. Ona başından geçenleri anlatır ve ondan Çariçeye yazdığı mektubu
götürmesi için yardım ister. Mektubu okuyan Çariçe, Marya'yı huzuruna davet
eder; onu çok iyi karşılar. Ona, Pyotr Andreyiç'in suçsuz olduğuna inandığını,
evlenmeleri için yardım edeceğini söyler. Kayın babasına vermesi için bir
mektup da verir. Mektubunda Pyotr Andreyiç'in suçsuzluğunu bildirmekte ve
Yüzbaşı Mironov'un kızının da zekâsını, ahlâkını övmektedir.
Pyotr Andreyiç, özel
bir emirle sürgünden kurtulur ve Simbirsk'e döner. Marya ile evlenir, bolluk
içinde mutlu bir hayat yaşarlar.