Edirne, TTK

Eser, Edirne’nin Osmanlılar tarafından alınışının 600’üncü yıldönümünü kutlamak amacıyla Türk Tarih Kurumu üyelerinden Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver, Tahsin Öz, Prof. Dr. Halil İnalcık ve Prof. Dr. Tayip Gökbilgin’den oluşan özel komisyonun yaptığı çalışmaları kapsamaktadır. Edirne eserinin baskısı 1965 yılında tamamlanmıştır.
    Bu çalışma, Edirne hakkında yapılan çeşitli araştırmaları bir araya getiren bir eserdir. Eserde, Türk bilginlerinin hazırladığı 22 orijinal araştırma yazısı bulunmaktadır.
    Eserde, yüzyıllarca Türk kültürüne merkez olmuş ve Türk mimarisinin  şaheserlerini saklayan Edirne ilinin  tarihi ve medeniyeti  anlatılmaktadır.
    Eser, Edirne’nin Osmanlılar tarafından alınışının 600’üncü yıldönümünü kutlamak amacıyla Türk Tarih Kurumu üyelerinden Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver, Tahsin Öz, Prof. Dr. Halil İnalcık ve Prof. Dr. Tayip Gökbilgin’den oluşan özel komisyonun yaptığı çalışmaları kapsamaktadır. Edirne eserinin baskısı 1965 yılında tamamlanmıştır.
    Bu çalışma, Edirne hakkında yapılan çeşitli araştırmaları bir araya getiren bir eserdir. Eserdeki 22  araştırma yazısını şöyle sıralayabiliriz:
    Ord. Prof. Dr. Besim Darkot: Edirne, Coğrafi Giriş
    Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu: Edirne’ nin Tarihöncesine ait Araştırmalar
    Ord. Prof. Dr. Arif Müfit Mansel: İlkçağda Edirne
    Prof. Dr. Semavi Eyice: Bizans Devrinde Edirne ve bu devre ait Eserler
    Prof. Dr. Tayip Gökbilgin: Edirne Hakkında Yazılmış Tarihler
    Prof. Dr. Tayip Gökbilgin: 15. Asrın Birinci Yarısında, 2. Murat Devrinde Hıristiyan Birliği ve Osmanlı Macar Mücadeleleri Esnasında Edirne
    Prof. Dr. Halil İnalcık: Edirne’nin Fethi
    Prof. Dr. Tayip Gökbilgin: Edirne Şehrinin Kurucuları
    Prof. Dr. Bekir Sıtkı Baykal: Edirne’nin Uğramış Olduğu İstilalar
    General Nazmi Çağan: Balkan Harbinde Edirne
    Tahsin Öz: Edirne Yeni Sarayında Kazı ve Araştırmalar
    Prof. Dr. Oktay Aslanapa: Edirne’de Türk Mimarisinin Gelişmesi
    Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver: Edirne Medeniyetimiz ve Tezyini Misalleri
    Rauf Tunçay: Türklerde Oyma Sanatı ve İkinci Beyazıt Camiinin Oyma Süslemeleri
    Prof. Dr. c: Edirne II. Beyazid Darüsşifası
    Salih Zorlutuna: 17. Yüzyılın İkinci Yarısında Edirne’nin Sahne Olduğu Şahane Sünnet ve Evlenme Düğünleri
    Rakım Ertür: Eski Kırkpınar
    Prof. Dr. Hamit Sadi Selen: Yazma Cihannüma’ya Göre Edirne Şehri
    M. Uğur Derman: Edirne Hattatları ve Edirne’nin Yazı Sanatımızdaki Yeri
    Prof. Dr. Feridun Nafiz Uzluk: Edirne Kitaplığındaki Tıp Yazmaları
    Nurettin Kalkandelen: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde Bulunan Edirne’ye ait Eserler     Bibliyografyası
    Ord. Prof.Dr. A. Süheyl Ünver: Edirneli İki İnce Oymacımız
    Bu makaleleri incelediğimizde:
      (1) Ord. Prof. Dr. Besim Darkot, Coğrafi Giriş:
    Coğrafi bir tetkikte; ilk olarak Edirne’nin neden bugünkü yerinde kurulmuş olduğu, burada kurulan şehrin bugüne kadar nasıl yaşamış bulunduğu, bugünkü yaşamda nasıl yaşamaya devam ettiği, tarih devirleri boyunca Edirne coğrafyası, bugünkü Edirne, Edirne’nin mahalleleri, nüfusu anlatılmaktadır.
      (2) Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu, Edirne’nin Tarihöncesine Ait Araştırmalar:
    Edirne’nin tarihöncesi ve ilk iskan tarihi ile ilgili bu makalede Edirne’nin yazıdan önceki ve insandan önceki devirleri anlatılmaktadır.       
      (3) Ord. Prof. Dr. Arif Müfit Mansel, İlkçağda Edirne:
    Arda ile Tunca’nın Meriç nehri ile birleştikleri yerde, verimli araziyi sınırlandıran dalgalı arazinin yamaçlarında kurulmuş olan Edirne şehri bir taraftan İlkçag’da seyrüsefere elverişli olan aşağı Meriç vadisi ile Ege Denizi’ne bağlı; diğer taraftan da Orta Avrupa’dan İstanbul Boğazına inen ana yolun üzeride bulunmaktadır. Bu makalede İlkçağda Edirne tarihi anlatılmaktadır.
      (4) Prof. Dr. Semavi Eyice: Bizans Devrinde Edirne ve Bu Devre Ait Eserler:
    Bu araştırmada Bizans devrinde Edirne’nin kısa bir tarih kronolojisi ile burada Bizans devrine ait olduğu bilinen fakat bugün izleri kalmayan birkaç mimari eserden bahsedilmektedir.
      (5) Prof. Dr. Tayip Gökbilgin, Edirne Hakkında Yazılmış Tarihler:
    Edirne hakkında yazılmış tarihlerden bahsederken, ilk olarak Hikayet-i Beşir Çelebi denilen ve Tarih-i Edirne olarak bilinen risale ve Hibri Abdurrahman Efendi’nin Enis-ül Müsamirin adlı eserleri anlatılmaktadır.
       (6) Prof. Dr. Tayip Gökbilgin, 15. Asrın Birinci Yarısında, 2. Murat Devrinde Hıristiyan Birliği ve Osmanlı Macar Mücadeleleri Esnasında Edirne:
    Edirne fethedilip de Rumeli’de başlıca bir hareket üssü olduğu ilk anlardan itibaren, Osmanlı Devletinin Balkan yarımadasında temasa geçtiği milletler Şark Hıristiyanlık camiasına mensup ve bu kültür muhitine tabidirler. Bu milletler Batı Hıristiyanlığı ile alakası ile gevşek, çok defa onlardan birinin veya birkaçının emperyalist  emellerine hedef bir cemiyet bünyesine sahiptir. I. Murat ve Yıldırım Beyazıd devirlerinin Balkan harekatı, kuruluş devrini yaşayan devletin meselelerinin hep bu istikamette ve karakterde olduğunu göstermekte ve Doğu Kilisesine bağlı küçük ve zayıf devlet görünümünde bulunduklarını anlatmaktadır.
      (7) Prof. Dr. Halil İnalcık, Edirne’nin Fethi:
    Bulgar tarihçisi A. Burmov’a göre, Edirnenin Çirmen muharebesinden ( 26 Eylül 1371) sonra, yani 1371 yılının Eylül veya Ekim başlarında fethedildiği; İ. H. Uzunçarşılı’ya göre ise Orhan 1362  de ölünce I. Murat tahta çıkmış, kardeşlerinin isyanı ile karşılaşmış, onları itaat altına sokmak için doğuya sefer yapmak zorunda kalmış ve dolayısı ile I. Murat’ın Edirne’ye ancak 1363, hatta 1364 veya 1365 de girmiş olabileceğini anlatılmaktadır.
      (8) Prof. Dr. Tayip Gökbilgin, Edirne Şehrinin Kurucuları:
    Osmanlı İmparatorluğunda şehirlerin teşekkülünde, eski Bizans kale ve kasabalarının tipik birer Türk – Müslüman şehri olarak gelişmesinde ve umumiyetle memleketin inkişafında rol oynayanların, birinci derecede hükümdarlar ve devlet idaresinde belli başlı bir mevki ve vazifesi olanlar olduğu ve Edirne’nin Türklerin eline geçtikten iki asırdan daha az bir zaman içinde, geniş mahalleleri ve mamur semtleri ile muazzam bir şehir haline geldiği anlatılmaktadır.
      (9) Prof. Dr. Bekir Sıtkı Baykal, Edirne’nin Uğramış Olduğu İstilalar:
     Fetihten sonra geçen dört yüzyıla yakın bir zaman  boyunca  Edirne’nin  bir huzur devri yaşadığı, ancak geçen yüzyıl ile bu asrın başlangıcında dört defa düşman istilasına uğradığı, ilk ikisinin Ruslar, üçüncüsünün Bulgarlar ve sonuncusunun Yunanlılar tarafından olmak 1829,1878,1913,1920 tarihlerinde olduğu anlatılmaktadır.
     (10) General Nazmi Çağan, Balkan Harbinde Edirne:
    Edirne, 1829 Rus işgali, 1877- 1878 ikinci Rus işgali, 1912-1913 Bulgar işgali 1920-1922 Yunan işgaline uğramıştır. Bu makalede, Balkan harbinde Edirne’nin ve kalesinin Bulgarlar tarafından kuşatılması ve işgali anlatılmaktadır.   
      (11) Tahsin Öz, Edirne Yeni Sarayında Kazı ve Araştırmalar:
    Edirne Yeni Sarayı, Tunca’nın batısında, Sultan II. Murat tarafından 1450’da yaptırılmasına başlanılmış ve hükümdarın vefatı üzerine bir müddet durmuş nihayet oğlu genç Fatih Sultan Mehmet tarafından bitirilmiştir. Makalede ayrıca Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Su Maskemi, Namazgah eserleri tanıtılmaktadır.
      (12) Prof. Dr. Oktay Aslanapa, Edirne’de Türk Mimarisinin Gelişmesi:
    1361 yılında Murat Hudevandigar tarafından zaptedildiği zaman Edirne Meriç nehri kenarında ve kale içinde kurulmuş küçük bir şehirken, Osmanlıların eline geçtikten sonra kısa zamanda camiler, saraylar, köprüler, kervansaraylar, han, hastane ve imaret gibi abidelerle genişleyerek iki yüzyıl içinde mimari tarihi bakımından en canlı bir sanat merkezi haline geldiği anlatılmaktadır.
        (13) Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, Edirne Medeniyetimiz ve Tezyini Misalleri:
    Edirne ve havalisinin 13. asır ortalarında yeni bir ruh ve iman ile alınmasından ve oralarda milli ve dini benliğimizle vücuda getirilen yeni medeniyetin 600 senedir devam ettiği, bu medeniyetin bizden öncekilerin devamı olmadığı, içtimai yaşayışımızın eskilere nazaran daha iyi olduğu, ilimde, sanatta, his ve hareketlerimizde başka yerlere nazaran emsalsiz olduğu anlatılmaktadır.                   
      (14) Rauf Tunçay, Türklerde Oyma Sanatı ve İkinci Beyazıt Camiinin Oyma Süslemeleri:
    İslam dininin heykeltıraşlık sanatına müsaade etmemesinin, Müslümanlar ve Türkler arasında taş v.e tahta oyma işçiliğinin gelişmesine, Osmanlı İmparatorluğu zamanında en yüksek seviyeye ulaştığı, bu devirde kullanılan şekillerin, hendesi karakterini kaybettiği, çiçek, nebat, hayvanların stilize edilmesinden meydana gelen tezyini modeller kullanıldığı, mimari eserlerin iç ve dış kısımlarının bu sanatın ustaları tarafından bezendiği anlatılmaktadır.
      (15) Prof. Dr. Bedi Şehsuvaroğlu, Edirne II. Beyazid Darüsşifası:
    Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından,  1308’den sonra zamanla kurulan Anadolu Beylikleri ve Osmanoğulları fethettikleri her şehri nice anıtlarla bezerken bir yandan da sağlık ve sosyal yardım tesislerini inşa etmişlerdir.
    Sultan Bayezid II. Kili ve Akkerman fethine giderken, seferde ihtiyaçlarını son bir defa gözden geçirmek için, bir müddet Edirne’de kalmıştır. Bu sırada Tunca kenarında 23 Mayıs 1484 günü cami, hastane, medrese, imaret, hamam, değirmen ve köprüden ibaret bir külliyenin temellerini atmıştır.
      (16) Salih Zorlutuna, 17. Yüzyılın İkinci Yarısında Edirne’nin Sahne Olduğu Şahane Sünnet ve Evlenme Düğünleri:
    1674 seferinden sonra Padişah Sultan IV. Mehmed’in şehzadelerine yaptırdığı sünnet ve eşi Hatice Sultanın evlenme düğünlerinin kaleme alındığı bu tarihçe zamanın haşmet, zenginlik ve adetlerini belirtmekte; saray mensupları ve devlet adamlarını tanıtılmaktadır. Makalede düğünden evvel yapılan hazırlıklar, sünnet düğünü ziyafetleri ile sünnetin icrası ve evlenme düğünü anlatılmaktadır.
      (17) Rakım Ertür, Eski Kırkpınar:
    Makalede Kırkpınar güreşlerinin mahalli, güreşlere hazırlık, Kırkpınar’ın başlaması, ödüller, gelen misafirlerin ananevi ağırlanması, hakem heyeti, Kırkpınar ağalığının satılması ve yeni ağanın ilan edilmesi, son zamanın ağaları anlatılmaktadır.
      (18) Prof. Dr. Hamit Sadi Selen, Yazma Cihannüma’ya Göre Edirne Şehri:
    Katip Çelebi yazdığı Cihannüma’da Akdeniz memleketlerinin büyük merkezlerinden İstanbul, Bursa ve Edirne’ye diğer şehirlerden daha fazla yer ayırmıştır. Eserde Edirne’nin mamur olduğu devirdeki büyük tesisler hakkında toplu bir bilgi verilmektedir. Eserde; Edirne hisarı, kuleleri, kaplıcaları, çarşılar, saraylar, kasırlar, camileri, medreseleri, zaviyeleri, türbeleri, hanları, hamamları, nehirler, bahçeleri, köprüleri tanıtılmaktadır.    
      (19) M. Uğur Derman, Edirne Hattatları ve Edirne’nin Yazı Sanatımızdaki Yeri:
    Tespit edilen en eski Edirne’li hattat, Fatih devri şöhretlerinden Yahya es-Sofi’dir. Bunların dışında Yedikule’li Seyyid Abdullah, Yusuf-i Rumi, Kevkep Mehmet Efendi, Darpzade Mustafa, Abdullah b. Ahmet Rodosi zade, Mustafa el Hafız, Hüseyin b. Ahmed, İsmail b. Ahmed, İbrahim bin Mehmet, Ahmet Dede, Seyyid Mehmet b. Ali, Mustafa b. Ali, Mehmet b. İbrahim, Hasan Vasfi, Mustafa Mehdi, Ali Remzi, Mustafa Rasim, Mustafa İzzeti, Şerif Hulusi, Şerif Fıtri, Zahide Züheyla tanıtılmaktadır.
      (20) Prof. Dr. Feridun Nafiz Uzluk, Edirne Kitaplığındaki Tıp Yazmaları:
    Makalede Çelebi Mustafa Paşa’nın Selimiye Camii içindeki kitaplığındaki tıp kitapları tanıtılmaktadır.
      (21) Nurettin Kalkandelen, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde Bulunan Edirne’ye Ait Eserler Bibliyografyası:
    Burada; yazma eserler, üniversite mezuniyet tezleri, muhtelif mevzuda eserler, mimari ve eski eserler, tarihler, coğrafi eserler, harita ve planlar, fotoğraflar, resimler, dergiler, gazeteler, yıllıkların listesi verilmektedir.
      (22) Ord. Prof.Dr. A. Süheyl Ünver, Edirneli İki İnce Oymacımız:
    Edirneli iki oymacımız Nakşi ve Halazade tanıtılmaktadır.

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder