İlk Turnalar, Cengiz AYTMATOV

İlk Turnalar, Cengiz AYTMATOV
Elips Kitapı, 2005, Ankara, 207 sayfa

Yazar, bu kitapta milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini yansıtmış, yaşadığı coğrafya insanının tarih içinde kazandığı değerleri; acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları en güzel şekilde anlatmıştır. Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, tüm zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmıştır.
        Olaylar soğuk bir ortamda ders yapmaya çalışan bayan öğretmen İnkamay-Apay (İnkamay Abla)’ın, Hint kıyılarına yakın olan masal adası Seylan’ı coğrafya dersinde detaylı olarak anlatması ile başlamaktadır. Sınıfının en kuvvetli çocuğu olduğundan dolayı soğuk pencere kenarına oturtulan Sultanmurat, Seylan adasının güzellikleri anlatılırken yaşantısına dair anıları göz önüne getirmektedir. 

        Sultanmurat, bölge traktör istasyonunun petrol deposuna at arabası ile Cambul’dan yakıt taşıyan babası, atları demirkırı Çabdar ile doru Çontoru, keçi gibi inatçı kardeşi Hacımurat hakkında yaşanılan anıları anlatmaktadır. Özellikle savaşa giden babasının, kanal yapımında beş ay çalışacağını söyleyerek evden ayrılması, kardeşi Hacımurat’ı onun atı olan Karayele’ye binmeye alıştırması gibi olaylardan etkilenmektedir. Yine Sultanmurat’ı etkileyen hususlardan biri ve belki de en önemlisi çevresinde dünyaların en güzeli, yanında ise babaların en iyisinin olmasıydı. Hayatında unutamadığı en önemli ve sevindirici olay, babası ile şehirdeki pazara inmesi ve yolda yaşadıklarıdır.
        İnkamay Abla, arada bir derste anılara dalıp giden Sultanmurat’ı uyarmakta, anlattıklarına dair sorular sormaktadır. Bu arada görülmesi nadir olan Çiftlik Başkanı Tınaliyev, bir hususu görüşmek için sınıfa girer. Tınaliyev, savaş dolayısıyla erkeklerin çoğunun cephede olduğu, hem cephe hem de kendileri için iki yüz dönümlük tarlanın sürülmesi gerektiğinden, okuldan bazı öğrencilerin ayrılmalarından bahseder. 1943 yılında çocuklar okulu bırakarak zor şartlar altında tarlayı sürmeye başlarlar. Çocuklar, adına Hava İndirme Birliği verdikleri on attan oluşan beş takımlık bir grup oluşturlar. Bu grubun komutanı olarak Sultanmurat’ı seçen Tınaliyev, savaşın bitmediğini, öyleyse onların da savaş düzeni içinde yaşamaları gerektiğini ifade eder.
        Hava İndirme Birliğindeki atlar iki hafta içinde kendilerini gösterir, sahiplerine bağlanırlar. Sultanmurat’ın kurmuş olduğu düzene karşın yine de huzuru bozan olaylar meydana gelmekte, anneleri, babalarının evden ayrılmaları üzerine çocuklarının da evden ayrılmalarına sitem etmektedirler. Sultanmurat annesinin rahatsızlığı üzerine bir müddet evde kalır ve bir an önce tarlada çalışmak için ev işlerini kısa sürede tamamlar ve tarlaya işinin başına döner.
        Çocuklar üç gündür tarlada çalışmaktadırlar. Zaman zaman at takımlarında çeşitli nedenlerden dolayı azalmalar olmakta, çocuklar bunu fedakarlıklarıyla aşmaktadırlar. Kar altında ve çok zor şartlarda çalışmakta, bazen tarlalarda zorlanan atlara yardım etmekte ve istemeden de olsa atları kırbaçlayarak incitmektedirler.
        Nihayet havalar düzelmekte, tarladaki toprağın durumu iyileşmekte, etrafta avcılar görülmeye başlamaktadır. Bu esnada çocukları çok heyecanlandıran bir olay meydana gelir. Çocuklardan biri gökyüzünü göstererek “Turnalar, turnalar” diye bağırır. Bu olay o yıl ürünün verimli olacağına dair bir işarettir. Sultanmurat  turnaları hiç yakından görmediğinden dolayı turnaların alçalmaya başladığı yere doğru çocuklarla beraber koşmaya başlar. Turnaları avlamayı düşünen avcılar namlularının önlerine çocukların geldiklerini görürler fakat temkinli bir şekilde turnalara ateş ederler. Tek el silah sesinden sonra alçalmakta olan turnalar tekrar havalanmaya başlar ve gözden kaybolur. Böylece Sultanmurat’ın turnaları yakından görme hayali başka zamana kalır.
        Sultanmurat ve arkadaşları yine tarlada çok çalışıp yorulduktan sonra dinlenmeye geçerler. Sultanmurat, atları son bir kez kontrolden sonra uyumaya başlar. Derken saatler ilerlediğinde Sultanmurat bir ses işitir ve uyanır. Gördüğü manzara karşısında çok şaşırır. At hırsızları çaldıkları birkaç at ile oradan uzaklaşmaktadırlar. Sultanmurat hemen kendi atına atlayarak at hırsızlarının peşine düşer. Kovalamaca esnasında tek el silah sesi duyulur ve Sultanmurat, at ile birlikte yere yığılır. Artık atı ölmüştür. Oradan uzaklaşan at hırsızlarının arkasından takibe devam edemeyen Sultanmurat çaresiz bir şekilde atının yanına diz çöker ve üzüntüsünü içine atar. Bu esnada başka bir tehlike daha Sultanmurat’ı beklemektedir. Atın kan kokusunu alan bir kurt Sultanmurat’a temkinli bir şekilde yaklaşır. Sultanmurat ise atın gemini eline alır ve bunu silah olarak kullanmak üzere hazır bekler. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder