Yüzyüze, Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov, Yüzyüze: Kırgızistan’ın bir köyünde yaşayan yeni evli bir çiftin savaş nedeniyle bozulan düzenleri ve ilişkileri anlatılmaktadır.
Küçük bir köyde yaşayan Seyde ile İsmail yeni evlenmiştir. Kerpiçten yapmakta oldukları evlerini daha tamamlayamadan ve Sedye hamileyken, kocası askere çağrılmıştır. Kocası askere gittikten sonra Seyde, kayınvalidesiyle birlikte yaşamaya başlamış ve çocuğunu dünyaya getirmiştir.
Seyde’nin Totoy diye bir komşusu vardı ve onun da kocası askerdeydi. Her ikisi de askerdeki eşlerinden mektup bekliyorlardı, ancak ikisi ne de mektup gelmiyordu. Daha önce savaşta kolu kopan Mirzakul köyde yaşıyor ve Sedye ile Totoy’un ihtiyaçları olduğunda yardımcı oluyordu.
Askerdeki kocası(İsmail), askeri tren köyden geçerken trenden atlayarak firar etmiş ve eve gelmiştir. Hiç beklemedikleri bir anda eşini karşısında gören Seyde çok şaşırmış ve çok sevinmiştir. Ancak asker kaçakları köylerde arandığından, yakalanmamak için gündüzleri köyün dışındaki bir mağarada kalıyor, aysız gecelerde eve geliyordu. Kış soğuk geçiyordu ve çocuk küçüktü ısınmak için odun ihtiyacı oluyordu. Sedye odun toplama bahanesiyle kocasına yemek götürüyordu.
Köyde erzak ailelerin mevcuduna göre ölçülü olarak veriliyordu. Seyde kendi hakkından İsmail’e götürüyordu. Mağara’da kalan İsmail eve daha az gelmeye başlamıştı. Üstü başı pis, kokmuş ve bitlenmiş bir şekilde eve geliyordu. Yalnızlıktan bakışları ve çehresi değişmeye, vahşileşmeye başlamıştı.
Seyde İsmail’e erzak götürdüğünden şüphelenilmesinden çok korkuyordu. Özellikle Totoy ve Mirzakul’un anlamasından korkuyordu. Mirzakul Seyde’ye ilgi duyuyordu ve yavaş yavaş belli etmeye başlamıştı. Totoy’un eşinin askerde öldüğü haberi köye ulaşmıştı ama köy ihtiyarları haberin yaza kadar Totoy’a söylenmemesine karar verdiler.
Bir gün Seyde’nin kapısı çalındı ve bir KGB temsilcisi kocasının tüfeğiyle birlikte askerden kaçtığını, nerede olduğunu bilip bilmediğini sordu. Seyde bilmediğini söyledi ve çok korktu. Haber köyde yayılmıştı. Seyde evden çıktığında Mirzakul yolunu kesti ve İsmail’in yerini söylemesi gerektiğini söyledi. Seyde’nin bilmediğini söylemesi Mirzakul’u kızdırdı. Mirzakul kırbaçla Seyde’yi dövdü. Seyde’nin İsmail’in yerini bilip de söylemediğini düşündüğü için Seyde’ye düşman oldu.
İsmail artık köye gelemez oldu. Seyde daha dikkatli şekilde yemek götürüyordu. Köyde erzak iyice azalmıştı ve İsmail doymak bilmiyordu. Her seferinde daha çok yiyecek istiyordu.
Totoy ve Seyde’nin birer hamile inekleri vardı. Çocuklarına süt verebilmek için dört gözle ineklerinin doğurmasını bekliyorlardı. Bir gece Totoy’un ineği çalındı. Totoy’un tüm umutları suya düşmüştü. Mirzakul tüm köylüleri organize etti. Ve her yerde ineği aramaya başladılar. Seyde de İsmail’in bulunmasından korktuyordu, aramanın bir an önce bitmesi için bir o yana bir bu yana koşuşturarak ineğin izini bulmaya çalıştı. İneğin izine rastlayamadan, yorgun argın eve döndü. Gece kapı çalındı. Gelen İsmail’di ve elinde koca bir parça et vardı. İneği İsmail çalmıştı. Seyde bu duruma çok kızdı, bir müddet tartıştılar. İsmail aç kalmamak için çaldığını söyledi. Seyde kendi ineklerini almasının daha iyi olacağını söyledi.
Ertesi sabah Seyde köyden çocuğuyla birlikte çıktı ve bir daha dönmeyecekti. Peşinden askerler takip ediyordu, Mirzakul’da onlarla beraberdi. Seyde İsmail’in kaldığı mağaranın önündeki çalılığa yaklaşmıştı. Eliyle göstererek “İşte orada” dedi. Mirzakul yüksek sesle İsmail’in teslim olmasını istedi. İsmail çalılıkların arasından ateş ederek Mirzakul’u vurdu, Mirzakul attan düştü. Diğer askerler de ateş etmeye başladı. İsmail de karşılık veriyordu. Seyde ateşlerin arasından yürüyerek çalılıklara doğru yaklaşmaya başladı. Askerler “gitme” diyordu, ancak Seyde aldırmadan ilerliyordu. Bu sırada İsmail de çalılıkların arasından tüfeğini Seyde’ye doğrultarak çıktı. Seyde İsmail’e bakıyordu, onun bu bakışı, çehresi, davranışları değişmiş haline. İsmail’de Seyde’ye bakıyordu, bu o kadın değildi, saçları ağarmış, kucağında yavrusuyla, heybetiyle, erişilmez bir yüceliğe kavuşmuştu İsmail’in gözünde. İsmail tüfeğini fırlatarak teslim oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder