Kurt Kanunu, Kemal Tahir, İthaki Yayınları, 2005,İstanbul
Mustafa Kemal Atatürk’e yapılmak istenen İzmir süikastinin İttihatçilerin gözüyle romanı.
Kemal Tahir’in roman serilerinden dördüncüsü olan olan Kurt Kanunu Cumhuriyet tarihindeki en karmaşık duyguları, yol ayrımında bulunan insanları, yapılmak istenen İzmir suikastine bir şekilde bulaşmış olan insanların İstiklal mahkemelerinden kaçma mücadelesini anlatmaktadır.
Roman İstanbul ve çevresinde geçmektedir. Genel olarak ittihatçilerin günlük ilişkilerini yaşayanların dilleri ve üsluplarıyla anlatmaktadır. Günümüz Türkçesinde kullanılmadığını değerlendirdiğim birçok ifade kitapta yer almaktadır.
Kitap üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümün adı “Kanlı Tuzak”tır. Bu bölümün ana karakterleri İttihatçıların karanlık işlerini yapan Abdülkerim Bey, Laz İsmail’in karısı Ballı Naciye, kadın pazarlayan Camgöz Halil, Rum garson Polibis, Baytar Mirala Rasim, Lazistan Mebusu Ziya Hurşit, “Küçük Efendi” diye de bahsi geçen Kara Kemal Bey, Sarı Efe ve “Sarı Paşa” olarak adlandırılan Mustafa Kemal Atatürk. Romanın bu bölümünde ki ana karakter Abdülkerim Bey’dir. Uçkuruna epeyce düşkün olan Abdülkerim Bey, Kara Kemal Bey’e sadık birisidir. Kara Kemal Bey İttihatçı olmakla beraber Abdülkerim Bey’in Sarı Paşa’ya yapmayı tasarladıkları işlerden haberi yoktur. Ballı Naciye İttihatçılardan Laz İsmail’in karısıdır. Her konuda çok maharetlidir. Erkeklerin başlarını döndüren cinsten fettanlığı vardır. İstanbul Polis Teşkilatı bir takım ihbarlar üzerine bazı yerleri gözetlemeye başlar. Bu arada Lazistan Mebusu Ziya Hürşit ve adamları “Gülcemal” isimli vapurla İzmir’e gitmektedirler. Olayları kısmen sezinleyen Abdülkerim Bey Kara Kemal Bey’i uyarır ve kaçmaya ikna eder.
İkinci bölümün adı “Sürek Avı”dır. Bu bölümde birinci bölüme ilave olarak romanda geçen karakterler Gurbet Hala, Kara Kemal Bey’in sağ kolu Hasip, haber kaynakları Niyazi, kömür yakıcısının karısı Hayriye, Derviş Kahya, Hacı Yunus Efendi, Sarı Çavuş’tur. Bu bölümde romanın gidişatından suikastın başarısız olduğu 11 kişinin tutuklandığı Abdülkerim Bey ve Kara Kemal Bey’in ise kaçak olarak arandığı anlatılmaktadır. Abdülkerim Bey’in uçkuruna düşkünlüğü Hayriye’de yine tazahür etmektedir. Hükümet, kaçakları yakalayana bin lira vaat etmektedir. Kaçaklar Gurbet Hala’nın çifliğine sığınmışlar, bir şekilde deniz yolu ile yurt dışına kaçmanın yolunu aramaktadırlar. Sarı Çavuş bunların peşine düşmüş olan, toptancılık yaparak geçinen ve ödülle zengin olamayı hayal eden bir ganimet avcısıdır. Hayriye, Abdülkerim Bey ve Kara Kemal Bey’in hayatlarını kurulan pusuyu haber vererek kurtarır. Çatışmada Derviş Kahya vurulur.
Üçüncü bölümün adı “İnsanlık Sorunu”dur. Bu bölümün karakterleri Emin Bey, Gazeteci Murat, Doktor İhsan Bey, Emin Bey’in kız kardeşi Perihan’dır. Kaçaklardan Kara Kemal Bey Emin Bey’in evine Perihan’ın müsadesiyle sığınmıştır. Güçsüz, bakımsız ve hasta bir haldedir. Bu arada İstanbul Polis Teşkilatı yoğun bir araştırma halindendir. Nihayetinde Emin Bey’in evine yapılan bir baskında Kara Kemal Bey kendisini vurmuş ve ölü olarak ele geçirilmiş, Emin Bey ise tutuklanarak İstiklal Mahkemesine sevk edilmiştir. İstiklal Mahkemesi yakalanan 11 kişinin idamına hükmetmiş, darağaçları hazırlanmıştır. Kazım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Bele ise tutuklanmışlardır. İstiklal Mahkemesi Emin Beyin beratine karar verir. Asılacak olanlar; Şükrü Bey, Eskişehir Mebusu Miralay Akif Bey, Sarohan (Manisa) Mebusu Abidin Bey, eski Adliye Vekillelerinden Trabzon Mebusu Hafız Memet, Erzurum Mebusu Rüştü Paşa, Eski Lazistan Mebusu Ziya Hurşit Bey, Baytar Miralaylarından Rasim Bey, Sarı Efe Edip Bey, Laz İsmail, Gürcü Tahsin, yedek subaylıktan emekli Çopur Hilmi ve Abdülkerim Bey’dir. Abdülkerim Bey halen firardadır. Kitabın sonlarında yapılan baskının ayrıntıları yer almaktadır. Romanın sonunda Emin Bey’in evinin kapısı çalınır. Kapıyı Perihan açar. Gelen Abdülkerim Bey’dir. Perihan ağabeyinin çektiği sıkıntıları düşünerek evdekilerin taşındığını söyler, içeri almaz. Bunu öğrenen Emin Bey, Abdülkerim Bey’i İstanbul sokaklarında aramaya koyulur. Roman böylece son bulur.
Kemal Tahir’in roman serilerinden dördüncüsü olan olan Kurt Kanunu Cumhuriyet tarihindeki en karmaşık duyguları, yol ayrımında bulunan insanları, yapılmak istenen İzmir suikastine bir şekilde bulaşmış olan insanların İstiklal mahkemelerinden kaçma mücadelesini anlatmaktadır.
Roman İstanbul ve çevresinde geçmektedir. Genel olarak ittihatçilerin günlük ilişkilerini yaşayanların dilleri ve üsluplarıyla anlatmaktadır. Günümüz Türkçesinde kullanılmadığını değerlendirdiğim birçok ifade kitapta yer almaktadır.
Kitap üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümün adı “Kanlı Tuzak”tır. Bu bölümün ana karakterleri İttihatçıların karanlık işlerini yapan Abdülkerim Bey, Laz İsmail’in karısı Ballı Naciye, kadın pazarlayan Camgöz Halil, Rum garson Polibis, Baytar Mirala Rasim, Lazistan Mebusu Ziya Hurşit, “Küçük Efendi” diye de bahsi geçen Kara Kemal Bey, Sarı Efe ve “Sarı Paşa” olarak adlandırılan Mustafa Kemal Atatürk. Romanın bu bölümünde ki ana karakter Abdülkerim Bey’dir. Uçkuruna epeyce düşkün olan Abdülkerim Bey, Kara Kemal Bey’e sadık birisidir. Kara Kemal Bey İttihatçı olmakla beraber Abdülkerim Bey’in Sarı Paşa’ya yapmayı tasarladıkları işlerden haberi yoktur. Ballı Naciye İttihatçılardan Laz İsmail’in karısıdır. Her konuda çok maharetlidir. Erkeklerin başlarını döndüren cinsten fettanlığı vardır. İstanbul Polis Teşkilatı bir takım ihbarlar üzerine bazı yerleri gözetlemeye başlar. Bu arada Lazistan Mebusu Ziya Hürşit ve adamları “Gülcemal” isimli vapurla İzmir’e gitmektedirler. Olayları kısmen sezinleyen Abdülkerim Bey Kara Kemal Bey’i uyarır ve kaçmaya ikna eder.
İkinci bölümün adı “Sürek Avı”dır. Bu bölümde birinci bölüme ilave olarak romanda geçen karakterler Gurbet Hala, Kara Kemal Bey’in sağ kolu Hasip, haber kaynakları Niyazi, kömür yakıcısının karısı Hayriye, Derviş Kahya, Hacı Yunus Efendi, Sarı Çavuş’tur. Bu bölümde romanın gidişatından suikastın başarısız olduğu 11 kişinin tutuklandığı Abdülkerim Bey ve Kara Kemal Bey’in ise kaçak olarak arandığı anlatılmaktadır. Abdülkerim Bey’in uçkuruna düşkünlüğü Hayriye’de yine tazahür etmektedir. Hükümet, kaçakları yakalayana bin lira vaat etmektedir. Kaçaklar Gurbet Hala’nın çifliğine sığınmışlar, bir şekilde deniz yolu ile yurt dışına kaçmanın yolunu aramaktadırlar. Sarı Çavuş bunların peşine düşmüş olan, toptancılık yaparak geçinen ve ödülle zengin olamayı hayal eden bir ganimet avcısıdır. Hayriye, Abdülkerim Bey ve Kara Kemal Bey’in hayatlarını kurulan pusuyu haber vererek kurtarır. Çatışmada Derviş Kahya vurulur.
Üçüncü bölümün adı “İnsanlık Sorunu”dur. Bu bölümün karakterleri Emin Bey, Gazeteci Murat, Doktor İhsan Bey, Emin Bey’in kız kardeşi Perihan’dır. Kaçaklardan Kara Kemal Bey Emin Bey’in evine Perihan’ın müsadesiyle sığınmıştır. Güçsüz, bakımsız ve hasta bir haldedir. Bu arada İstanbul Polis Teşkilatı yoğun bir araştırma halindendir. Nihayetinde Emin Bey’in evine yapılan bir baskında Kara Kemal Bey kendisini vurmuş ve ölü olarak ele geçirilmiş, Emin Bey ise tutuklanarak İstiklal Mahkemesine sevk edilmiştir. İstiklal Mahkemesi yakalanan 11 kişinin idamına hükmetmiş, darağaçları hazırlanmıştır. Kazım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Bele ise tutuklanmışlardır. İstiklal Mahkemesi Emin Beyin beratine karar verir. Asılacak olanlar; Şükrü Bey, Eskişehir Mebusu Miralay Akif Bey, Sarohan (Manisa) Mebusu Abidin Bey, eski Adliye Vekillelerinden Trabzon Mebusu Hafız Memet, Erzurum Mebusu Rüştü Paşa, Eski Lazistan Mebusu Ziya Hurşit Bey, Baytar Miralaylarından Rasim Bey, Sarı Efe Edip Bey, Laz İsmail, Gürcü Tahsin, yedek subaylıktan emekli Çopur Hilmi ve Abdülkerim Bey’dir. Abdülkerim Bey halen firardadır. Kitabın sonlarında yapılan baskının ayrıntıları yer almaktadır. Romanın sonunda Emin Bey’in evinin kapısı çalınır. Kapıyı Perihan açar. Gelen Abdülkerim Bey’dir. Perihan ağabeyinin çektiği sıkıntıları düşünerek evdekilerin taşındığını söyler, içeri almaz. Bunu öğrenen Emin Bey, Abdülkerim Bey’i İstanbul sokaklarında aramaya koyulur. Roman böylece son bulur.
Teşekkürler
YanıtlaSilsağol la kardaş
YanıtlaSilSagol
YanıtlaSil